Avrupa Birliği (AB) tarafından Aralık ayında sunulan “Avrupa Yeşil Düzen”, AB’nin yeni büyüme stratejisi olarak nitelendirildi.
Avrupa Komisyonu tarafından başlatılacak “Sanayi Stratejisi”nin Avrupa Yeşil Düzen’in içindeki endüstrileri kapsayıp kapsamadığı sorusuna cevap arayan Wind Europe,
AB’nin bu ayki sanayi stratejisini başlatmasıyla birlikte Komisyon’dan rüzgâr enerjisini bir istihdam kaynağı ve kendi başına “stratejik bir değer zinciri” olarak tanıması talebinde bulundu.
Wind Europe’un resmi internet sitesinde yer alan açıklamaya göre bu strateji, Aralık ayında tanıtımı yapılan Avrupa Yeşil Düzen’in AB genelinde yeni büyüme stratejisi olup olmayacağının da ilk testi olacak.
“Rüzgâr enerjisine beş kat daha fazla ihtiyaç duyulacak”
AB’nin karbonsuzlaşma çalışmaları için 2050’de rüzgâr enerjisine bugünkünden beş kat daha fazla ihtiyacı olacağını belirten Wind Europe CEO’su Giles Dickson, “Bu rüzgâr türbinleri Avrupa’da mı yapılacak?” sorusunu yöneltti.
Dickson, “AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen’in de dediği gibi Avrupa Yeşil Düzen AB’nin büyüme stratejisi olabilir. Bu şu anda rüzgâr enerjisini tanıyan bir sanayi stratejisi ile başlıyor. İklim nötr çalışmaları ile Avrupa’da rüzgâr enerjisi alanında yüzlerce iş imkanı ortaya çıkabilir.” dedi.
“Avrupa rüzgâr enerjisindeki liderliğini kaybetme riski ile karşı karşıya”
Rüzgâr enerjisinin şu anda Avrupa elektriğinin yüzde 15’ini karşıladığı, 300 binden daha fazla kişiye iş imkânı sunduğu, 25 bin avrodon daha fazla yeni yatırım imkânı sağladığı ve her yıl 8 milyar avro mal ve hizmet ihraç edilmesini sağladığını belirten Dickson,
“Ancak Avrupa’da tedarik zinciri de dâhil rüzgâr endüstrisi hiç olmadığı kadar büyük bir baskı altında ve Almanya gibi önemli pazarlar bile çökme tehlikesi yaşıyor. Avrupa, rüzgâr enerjisindeki küresel liderliğini ve bunun yanı sıra endüstri, araştırma ve inovasyon konularındaki 10 binlerce iş imkânını kaybetme riskiyle karşı karşıyadır.” ifadelerini kullandı.
“Çin şu anda Avrupa’dan iki kata daha fazla kurulum yapıyor”
Wind Europe’a göre, “Sadece Almanya’da geçen dört yıl içinde 38 binden fazla kişi işini kaybetti. Çin şu anda Avrupa’dan iki kata daha fazla kurulum yapıyor ve ölçeklenebilir ekonomisi ile maliyetleri Avrupa’dan çok daha aşağılara çekiyor.
Avrupa’nın üçüncü dünya ülkeleri pazarında Çin ile rekabet etmesi zorlaşıyor; çünkü Çin, devlet destekli daha ucuz finans ve şişirilmiş yardım ödeneklerinden faydalanıyor.”