İngiltere Bankası Genel Müdürü Citing Mark ve Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü (IEEFA) Enerji Finansmanı Çalışmaları Avustralya Direktörü Tim Buckley, yatırımcıları ve finansörleri yaklaşan finansal risk ve enerji dönüşümünün 30 yıl içindeki maliyetleri konusunda uyardı.
“20 trilyon dolarlık geleneksel enerji varlığının kullanımı sona erecek”
Finansal kurumların yaklaşan riski hesaba katmaları gerektiğini dile getiren uzmanlara göre, yenilenebilir enerji alanında yeni batarya teknolojileri başta olmak üzere, enerji piyasalarındaki teknolojik gelişmeler ve yatırımcıların enerji dönüşümünü benimsemesiyle birlikte 20 trilyon dolarlık geleneksel enerji varlığının kullanımı 30 yıl içinde sona erecek.
“Finans piyasaları hemen harekete geçmeli”
Finans piyasalarının bu durumu 10-15 yıl içinde değil, bugün öğrenmesi gerektiğini vurgulayan Buckley, Yatırım İnovasyon Enstitüsü’ne verdiği röportajda,
“Eğer bugün düzensiz dönüşümün maliyetleri ile başa çıkamazsak, bunun bedeli planlanmış düzenli bir dönüşümden çok daha zor ve büyük olacaktır.” ifadelerini kullandı.
Güneş, rüzgâr, elektrikli taşıt ve lityum-iyon bataryaları gibi yeni teknolojilerin küresel enerji ve ulaşım pazarındaki dengeleri etkilediğine dikkat çeken Buckley, “Rakiplerinizle mücadelede yeni hissedarlıkların değerini artırmaktansa, bu gelişmeleri uygulamak daha etkili olacaktır.” dedi.
Buckley, elektrik alım sözleşmelerine dikkat çekti
Şu anda Avustralya’da da bu durum ile karşı karşıya kalındığı ifade eden Buckley, “Güney Avustralya’da gün ortası güneş enerjisi üretiminin en fazla olduğu zaman ve elektrik fiyatları bu durumdan negatif etkileniyor. Güneş panellerinin inşası sonrası, yatırımcısına etkili bir geri dönüşü olup olmadığına bakılmaması endüstriye zarar veriyor. Yirmi beş yıllık bir elektrik alım sözleşmesi olmadığı ve spot piyasaya maruz kalmadıkları sürece bu yatırımlar hissedarlarına geri kazanım sağlamaz.” ifadelerini kullandı.
Çin ve Amerika enerji sektörünün bu fırsatları benimsediğini ve Avustralya’nın da bu yoldan ilerlemesi gerektiğini dile getiren Buckley,
“Güneş marjinal maliyeti sıfır olan bir alan. Kömürün ise sürdürülebilirliği mümkün değil. Bu nedenle Avustralya’da son 10 yılda 10 termik santral kapatıldı. Yeni termik santrallerin kurulması ekonomik olarak uygulanabilir ya da karlı yatırımlar değil. Güneş bu durumda yıkıcı bir güçtür.” dedi.
Elektriğin toptan satışının negatif ve pozitif yönleri olabildiğine de değinen Buckley,
“Bu durum kendi bataryasına sahip veya hidroelektrik depolama pompası olan ya da çok yüksek elektrik talebi olan zamanlarda elektrik sağlayan jeneratörlere sahip olan kişiler için altın değerindedir. Normal zamanlarda sıklıkla bin dolarlık negatif bir durum ortaya çıkaracakken, geceleri güneşin parlamadığı ya da rüzgârın esmediği dönemlerde ise 14 bin dolarlık pozitif bir etkisi olacaktır.” açıklamasında bulundu.
Pompalı hidroelektrik depolama, güneş enerjisi, şebeke bağlantısı ve lityum-iyon pillerin önemli yeni yatırım alanları olduğuna dikkat çeken Buckley,
“Güneş enerjisinin bizi çözüme götüreceğini düşünüyorum. Yenilenebilir enerji fiyatları giderek azalıyor, ancak bu aralıklı olarak devam ediyor. Bu nedenle de yıkıcı. Güvenilirlik önemli bir anahtar, ancak bunun cevabı 7/24 temel bir güç elde etmek değildir.” dedi.
Dönüşüm beklenenden hızlı gerçekleşecek
Enerji dönüşümüne ayak uyduramayan firmaların ayakta kalamayacağına dikkat çeken Buckley’e göre,
“Bu dönüşüm düşünülenden çok daha hızlı gerçekleşecek. Avustralya’nın en büyük kirletici firması teknolojik gelişmeleri de takip ediyor. Güneş, rüzgâr, ısı pompası, sanal batarya ve sanal güç şebekeleri gibi alanlara da nakit akışı sağlıyor ve bu firmalar hayatta kalacak.”