Dünya Kaynakları Enstitüsü (World Resources Institute-WRI), temiz enerji sektörüne yatırım yapmanın durgunluk gösteren ekonomiyi toparlamak için önemli bir teşvik yolu olduğunu açıkladı.
Michael Bloomberg de düşük karbonlu altyapıya yatırım yapmanın iklim değişikliğini hafifletmesinin yanı sıra, petrol, doğalgaz ve kömür sektörlerinde işini kaybedenler için yeni iş imkânları yaratacağını belirtiyor.
Geçtiğimiz haftalarda açıklamada bulunan Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol da hükümetlere hızla gelişen ekonomik kriz şartlarında enerji dönüşümünü destekleme çağrısı yapmış ve bu durumun “yatırımların sürdürülebilir bir yola yönlendirilmesi için tarihi bir fırsat” olduğunu ve ekonomilerin esnekliğinin artırılması gerektiğini söylemişti.
Emsal teşkil eden örnekler mevcut
Uzmanlara göre bu toparlanmanın sağlanması için geçmişte emsal teşkil eden bazı örnekler bulunuyor. 2008 finansal krizinin ardından, 2009 yılında yürürlüğe giren Amerikan İyileştirme ve Yeniden Yatırım Yasası ile 2009-2019 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) yaklaşık 900 bin kişinin yenilenebilir enerji alanında istihdam edilebilmesi için 831 milyar dolar harcanmıştı. Güney Kore’de ise 38,1 milyar dolarlık yeşil teşvik paketi ile 950 bin kişi iş sahibi olmuştu.
Dünya Bankası ise temiz enerji sektöründeki birçok işin yüksek vasıflı olduğuna dikkat çekerek, bu alanda artacak istihdamın, gelecekte istihdam edilecek bireyler için eğitim avantajı oluşturacağını ifade ediyor.
Hâlihazırda ise yenilenebilir enerji kaynakları fosil yakıt sanayinden daha fazla yeni istihdam yaratıyor. ABD’de 2018 yılında, temiz enerji sektöründe yaratılan istihdam 2,26 milyon iken, tüm fosil yakıt alanlarındaki istihdam sayısı ise 1,17 milyondu.
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’na (IRENA) göre, küresel ölçekte 2018 yılında yenilenebilir enerji sektöründe 11 milyon kişi istihdam edildi.
2030’da 65 milyon kişi istihdam edilebilir
Yeni İklim Ekonomisi raporuna göre ise, iklim değişikliğiyle mücadelede atılacak kararlı adımlar, 2030 yılına gelindiğinde İngiltere ve Mısır’ın toplam iş gücüne denk gelen 65 milyonluk nüfus için düşük karbonlu yeni işler yaratabilir.
“Yenilenebilir enerji ekonomik dalgalanmalara daha dayanıklı”
Uzmanlara göre yenilenebilir enerji teknolojilerinin, ekonomik dalgalanmalara karşı daha dayanıklı olmasını sağlayan bir dizi etmen bulunuyor. Birçok şirket ve yatırımcı, 2050 yılına kadar yatırımlarını karbondan arındırmayı taahhüt etti ve birçoğu yatırımlarını fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji teknolojilerine yönlendirdi.
BlackRock’un yenilenebilir enerji direktörü Teresa O’Flynn, yatırımlarının getirilerini artırmak üzere yeni rüzgâr ve güneş pazarlarına yöneldiklerini söylerken, yapılan araştırmalar son beş yılda yenilenebilir enerji projelerinin, uzun vadeli sözleşmelerle gerçekleştirilen yatırımlardan daha istikrarlı şekilde finansal dönüş sağladığını gösteriyor.
Temiz enerji teknolojilerinin azalan maliyeti, yenilenebilir enerji projelerinin sermaye maliyetindeki düşüş ve yasal altyapı konusunda artan destek, sektörün küresel ölçekte hızla büyümesiyle sonuçlanırken, emeklilik fonları ve sigorta şirketleri gibi kurumsal yatırımcılar arasında yenilenebilir projelere olan talep de artıyor.
Wood Mackenzie tarafından yapılan bir araştırmaya göre, yenilenebilir enerji yatırımları petrol fiyatlarındaki dalgalanmadan etkilenmiyor ve güneş enerjisi talebi devam ediyor. Petrol fiyatları düştükçe, rüzgâr ve güneş enerjisi projelerinin getirileri, petrol ve doğalgaz projelerine kıyasla daha yüksek hale gelmiş durumda.
Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü’nün (IEEFA) teknoloji firmalarının yenilenebilir enerji yatırımlarının günümüze yansımalarını değerlendirdiği çalışmaya göre, bu firmaların getirileri 2020 yılında daha yüksek olacakken, fosil yakıt şirketlerinin ise piyasa değerinde önemli düşüşler yaşanacak.
Covid-19 krizi nedeni ile tedarik zincirinde yaşanabilecek gecikmeler temiz enerji sektörünü etkileyebilir. Ancak uzmanların öngörüsüne göre bu durum Çinli ekipman tedarikçilerinin yeniden üretime başlaması ile çözülecek. Çin’deki fotovoltaik enerji santrali üreticileri de virüsün yılsonu büyümesini etkilemeyeceğini iddia ediyor.
ABD güneş enerjisi verileri ile değerlendirmede bulunan Wood Mackenzie’ye göre ABD’deki güneş enerjisi şirketleri, panellerin Güneydoğu Asya’da üretilmesi sebebiyle teslimatlarda gecikme öngörmüyor.
BloombergNEF: Güneş enerjisi projelerinde yüzde 8’lik bir düşüş yaşanabilir
Ancak Bloomberg Yeni Enerji Finansmanı (BloombergNEF), 1980’den sonra ilk kez 2020 yılında küresel ölçekte şebekeye eklenecek güneş enerjisi projelerinde yüzde 8’lik bir düşüş yaşanabileceğini dile getiriyor.
BloombergNEF, Çin tedarikçilerinin fabrikaların açılmasını takiben üretimi artırdıkları durumda, küresel ölçekte rüzgâr enerjisi sektöründe bu yıl 75,4 GW’lık rekor kapasite artışı yaşanabileceğini öngörüyor.
Küresel Rüzgâr Konseyi ve Çin Rüzgâr Enerjisi Birliği’ne göre de rüzgâr enerjisi santrallerinde yaşanabilecek yavaşlama 2020 yılıyla sınırlı olacak.