Elektrikli araçlarla ilgili dünyada ve Türkiye’de yaşanan gelişmeler her geçen gün artıyor.
Gelişen sektörle ilgili Temiz Enerji’ye değerlendirmelerde bulunan Bilkent Enerji Politikaları Araştırma Merkezi Araştırmacısı Barış Sanlı, Avrupalı uzmanların gözünden elektrikli araçlarla ilgili öncelikler hakkında bilgi verdi.
Sanlı’ya göre, uzmanların önceliklendirdiği beş konu başlığı şunlar:
- Önce bölgesel-metropolitan alanlarda denemeler yaparak öğrenerek ilerlemek
- Karar alıcılar arasında bir koordinasyon kurulması
- Şarj noktalarının yer seçimlerinde (özellikle hızlı şarj) entegre bir planlama yapılması
- Ekonomik teşvik ve desteklerin şarj zamanlarını doğru yönlendirmesi
- Daha fazla yenilenebilir enerjinin kullanılması
Akıllı şehir ve sistemlerin de önemli konular arasında yer aldığına dikkat çeken Sanlı, “Sanırım herkes hızlı şarj noktalarına duyulan ihtiyacın ve bunun şebeke sistemlerine getireceği yükün farkında. Bunun için akıllı (algoritma ve dijital teknolojiye dayanan) hizmetlerin entegrasyonu gerekiyor.
Eğer şarj sistemleri kontrol edilmezse, Avrupa Birliği’nde (AB) de araba şarj yük eğrisinin ev tipi bir profil takip ettiği görülüyor. Kontrolle bu biraz daha sanayimsi profile dönüşebiliyor.” dedi.
“Artık arabaların kilometresine bakmak yeterli olmayacak”
Elektrikli araçlarla ilgili gündemde olan bir diğer konusun ise V2G, yani araçtan şebekeye elektriğin geri beslenmesi olduğunu ifade eden Sanlı,
“Artık arabaların kilometresine bakmak yeterli olmayacak. Bir de kümülatif KWh’ine bakmamız gerekecek. Her gün gelip şebekeye destek hizmeti verse, pil ne kadar zayıflar? Kışın yoğun talebin olduğu zamanlarda araçlar arz güvenliğinin bir parçası olabilir. Ama kışın araçları ısıtmak için kullanılacak ekstra KWh ile de menzil kayıpları kaçınılmazdır.” açıklamasında bulundu.
Elektrikli araba şarj noktaları kimin olmalı? Nasıl fiyatlandırılmalı?
Sanlı, “Türkiye’de bir zamanlar elektrik abonesi olmak için sayaç da kiralıyordunuz. O zaman buna iki terimli tarife (orijinalinde iki zamanlı değil, iki kısımlı tarife) deniyordu. Hem sayaç kira bedeli hem de elektrik bedeli ödemeniz bekleniyordu. Acaba araç şarj istasyonlarında da iki terimli tarife uygulaması geri gelir mi? ABD’de konuşulan konulardan biri bu. Abonelik bedeli ve hizmet bedeli.” ifadelerini kullandı.
Her elektrifikasyonda olduğu gibi elektrikli araba elektrifikasyonunda da kırsaldaki şarj istasyonlarının bir sorun olduğunu belirten Sanlı, şunları ekledi:
“Bunların maliyeti nasıl karşılanacak? Daha az kullanıldığı için kim bunlara bakacak vs… Benim baktığım noktadan Avrupalı bakışın Türkiye’ye çevrilirken eksik kaldığı yer burası. Standartlar ve mesleki düzenlemeler.
Avrupa’da bu düzenlemeler zaten bir sektör harekete geçerken çalışma grupları ile düzenlendiği için veya IEEE, IEC çalışma grupları ile belirlendiği için politika yapıcılar ‘standart’ diyerek geçiyor. Çünkü ilgili meslek grupları zaten bunlar üzerinde çalışıyor. Bizde bu kısım aksıyor, çünkü sadece işi teknik ihtiyaçlar olan ve düzenleyicilerin önünde koşan sivil toplum kuruluşlarımızın eksikliği hissediliyor.“
“Yaşamın paradoksu belki de bu…”
Elektrikli araçlarla ilgili yönettiği panellerden biriyle ilgili örnek veren Sanlı,
“Moderatörü olduğum bir panelde, katılımcılardan biri yenilenebilir devrimi, elektrik devrimi, ulaştırma devrimi şeklinde söylemlere yer verince, çok bilinen bir sözü sordum kendisine; ‘Bir devrimin en iyi günü ilk günüdür. Ne dersin?’ dedim… ‘Evet’ diyerek katıldığını belirtti.
Tüm bu enerji devrimlerinin ilk günü belki de en iyi günü olabilir, çünkü büyüyen bir çocuğun dertleri de büyür. Yine de onun büyümesini dört gözle bekleriz. Yaşamın paradoksu belki de bu.” dedi.