Türkiye Elektrik Sanayi Birliği (TESAB) “Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Türkiye Elektrik Enerjisi Sektörü Değerlendirmesi” başlıklı bir rapor yayımladı.
Raporda, Avrupa Komisyonu tarafından Aralık 2019’da yayımlanan ve tüm dünyanın gündeminde olan Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın (AYM) Türkiye elektrik sektörüne etkileri değerlendirildi.
Çalışmada, Yeşil Mutabakat’taki hedefler, iklim değişikliği, sınırda karbon vergileri, yenilenebilir enerji, kömür, termik ve nükleer, e-mobilite, enerji verimliliği ve inovasyon başlıkları ele alındı.
AYM’nin Türkiye’ye sunacağı fırsatlar ve risklerin değerlendirildiği araştırmaya göre ön plana çıkan konu başlıkları şunlar; hidrojen ve açık deniz (offshore) dâhil olmak üzere yenilenebilir enerji teknolojileri, binalarda ve sanayide enerji verimliliği uygulamaları, enerji sistem entegrasyonu ve diğer temiz enerji teknolojileri.
Uzmanlara göre, “Avrupa ülkeleri ve AB ile siyasi, ticari, sosyal ve ekonomik ilişkiler yönünden çok yakın olan ülkemizin de Yeşil Mutabakat alanında öngörülen hedeflere odaklanması ve uyum süreci için gerekli yapısal, mevzuat, finansmanla ilgili tedbirleri alacak politika geliştirmesi, planlaması ve hayata geçirmesi gerekiyor.”
“Paris Anlaşması onaylanmalı”
Türkiye’de AYM’ye uyumlu bir mekanizma kurulabilmesi için kapsamlı bir hukuki ve teknik altyapı oluşturulması adına, karar vericilerin desteğine ve sektörleri harekete geçirmek amacı ile destek fonuna ihtiyaç olduğuna dikkat çekilen raporda,
“AYM ve sınırda karbon düzenlemeleri ile ilgili riskleri bertaraf adına alabileceği önlemler arasında; Paris Anlaşması çatısı altında ülke çıkarlarımız gözetilerek anlaşmanın onaylanması, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın üzerinde çalışmakta olduğu İklim Kanunu’nu hayata geçirmesi ve AB ile uyumlu bir ETS sistemi kurulması bu önlemlere örnek gösterilebilir. Bu sayede; AB enerji politikaları ile daha geniş çapta entegrasyon sağlamanın yanı sıra, AB ile üye ülkelerinin politik ve finansal desteğini arkamıza almak, ülkemizde sürdürülebilir kalkınma ve yeşil dönüşümün hayata geçirilmesi için büyük katkı sağlayacaktır.” ifadeleri yer alıyor.
“Kömürden çıkış tarihi belirlenmeli”
Avrupa’nın kömür kullanımını bitirme yolunda ilerlediği belirtilen rapora göre, 2015 yılından bu yana 15 ülke kömür yakmayı sona erdireceğini açıkladı.
Kömürden çıkış hedefini sağlamak için; kömürden çıkış tarihinin belirlenmesi, ülkelerin yaptıkları planları yasalaştırması, kimsenin geride bırakılmaması, rüzgârın ve güneşin kömürün yerini alması, geçiş döneminde doğalgaz veya biyokütleden kaçınılması, arz güvenliğinin sağlanması, kömürde bir karbon bedelinin ödenmesi, ilk olarak en çok kirleten santrallerin kapatılması ve kapatılan santrallar için de bir ödeme yapılmaması gerektiği vurgulanıyor.
Raporun yazarlarına göre, Türkiye’deki yerli linyit kömürü kullanan termik santraller, AB‘deki yasal mevzuata uyum sağlamakta oldukça zorlanacak.
Türkiye’nin atabileceği adımlar konusunda sunulan öneriler şu şekilde:
- AB AYM bağlamında, Paris Anlaşması’na taraf olmama maliyetlerinin detaylı analiz edilmesi; Gümrük Birliği açısından senaryo çalışmalarının yapılması,
- Türkiye’nin uluslararası pazarlıklarda elini güçlendirmek için azimli bir “İklim Kanunu”nu devreye alması,
- AB ETS ile uyumlu ve SKD risklerini bertaraf edecek şekilde azimli bir seviyede emisyon ticaret sistemini uygulamaya koyması,
- Elektrik üretim sektöründe dekarbonizasyon ve kömür pik kullanım senaryolarının çalışılması,
- YEK-G sisteminin devreye girmesiyle birlikte, mükerrer sayımın engellemesine yönelik metodoloji ve sistemin oluşturulması; kalan şebeke emisyon faktörünün hesaplama yönteminin belirlenmesi,
- Yeşil İklim Fonu ile Türkiye’nin azimli bir iklim politikası ortaya koyması ile çekebileceği yatırım ve finansman miktarlarını karşılaştıracak bir analizin ortaya konması,
- AYM’ye uyum için yaygın katılımlı bir proje ile sektör çalışmaları yapılması.