İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde (İYTE) yürütülen fiziksel modelleme çalışmasıyla özgün bir yüzer deniz üstü rüzgâr santrali tasarlanarak Türkiye’nin denizlerindeki potansiyelin değerlendirilmesi hedefleniyor.
Anadolu Ajansı’ndan Ebru Şengül Cevrioğlu’nun haberine göre, İYTE’den akademisyenler tarafından tasarlanan ve 40’ta bir oranında küçültülen yüzer deniz üstü rüzgâr santrali, standart tipte olan başka bir santral tasarımıyla kıyaslanıyor.
İYTE İnşaat Mühendisliği laboratuvarlarında tamamen yerli kaynaklarla inşa edilen bir dalga üreteci ve açık tip rüzgâr lülesi ile özgün tasarımın, fırtına şartlarındaki düzenli veya düzensiz dalga ve rüzgar altında nasıl çalıştığı inceleniyor. Çalışmanın sonucunda, yüzer platformu deneysel ve sayısal çalışmalarla geliştirip stabil ve ekonomik bir platform elde edilerek patent alınması amaçlanıyor.
İYTE Makine Mühendisliği Bölümü Başkanı Doç. Dr. Ünver Özkol, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çalışmanın 2018 yılında “TÜBİTAK 1001” projesi olarak başladığını söyledi. Proje kapsamında bir dalga üretici tasarlayıp imal ettiklerini belirten Özkol, “Dalgalarla beraber rüzgâr üretmesi için bir rüzgâr kanalı ürettik. Amacımız, derin denizlere kurulan yüzer tip rüzgâr türbinlerinin mekanik davranışlarını anlamak. Çünkü yavaş yavaş karasal rüzgâr türbinlerinin kurulabileceği elverişli alanlar doluyor. Yakın gelecekte artık lisanslılarda ekonomik olarak uygun yerlerde pek yer kalmayacak. Avrupa’da, Japonya’da, ABD’de yavaş yavaş deniz üstü yüzer tip veya yüzer olmayan deniz üstü türbinlere geçiyorlar. Çalışmalarımızı ülkemizde zamanı geldiğinde yeterli bilgi birikimimizin olması için başlattık.” dedi.
“Türkiye’de yüzer santraller ekonomik açıdan daha uygun”
Özkol, Türkiye’de ekonomik açıdan yüzer santrallerin kurulmasının daha uygun olduğuna dikkat çekerek şöyle devam etti: “Deniz derinliği 50 metreyi aşan yerlerde türbinleri deniz tabanına sabitlemek pek mümkün olmuyor. Dolayısıyla yüzer tiplere geçmek zorunda kalıyorsunuz. Denizler üzerinde kurulan türbinlerin de karalardan yaklaşık 1 kilometre daha açık mesafede olması lazım ki denizlerin üzerinde çok olan rüzgârdan faydalanabilsinler. Bizim denizlerimizde kıyıdan yaklaşık 1 kilometre açığa çıktığınızda derinliklerimiz çok artıyor. Birçok yerde 50 metrenin üzerine çıkmış oluyoruz. Dolayısıyla ülkemizde yüzer tip türbinlerin uygulanabilirliği sabit tiplere nazaran daha fazla.”
Projelerinde bilgisayar modellemelerinin pozitif sonuçlar verdiğini dile getiren Özkol, “Yaklaşık 20-30 yıl önce güneş panelleri ekonomik bir yenilenebilir enerji opsiyonu değildi. Daha çok üniversitelerde araştırma amaçlı veya küçük çaplı demo üretimleri için kullanılıyordu. Fakat enerji ihtiyacı arttıkça, başka tür enerji üretemez duruma geldikçe yeni kaynak arayışı artıyor. Çok yakın gelecekte Türkiye’mizin toprakları üzerinde ekonomik olarak rüzgâr türbini kurulabilecek bölgeler neredeyse yok denecek aşamaya gelecek. Denizlere açılmak zorunda kalacağız. Bu çalışmamız da onlara bir hazırlık. Bu çalışmalarda Avrupa ülkelerinde Danimarka ve İngiltere, ABD ve Japonya ilk ticari denemelerini yapıyorlar.” diye konuştu.
“Türkiye’de 57 GW yüzer rüzgâr enerjisi santrali potansiyeli var”
Yapılan araştırmaların Türkiye’de yaklaşık 70 GW deniz üstü rüzgâr enerjisi potansiyeli olduğunu gösterdiğini belirten İYTE İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bergüzar Öztunalı Özbahçeci, “Bunun yaklaşık 57 GW’ını derin denizde yüzer olarak, 12 GW’ını ise sabit olarak yapabilecek potansiyelimiz var.” dedi.
Özbahçeci, tüm dünyada kullanılabilecek bir yüzer rüzgâr türbini üzerine çalıştıklarını vurgulayarak şöyle devam etti: “Deneylerimizde yüksekliği 4 metreden 12 metreye kadar dalgayı modelliyoruz. 12 metre okyanuslarda oluşabilecek, Türkiye’de nadir görülen bir dalga yüksekliğidir. Deneylerde yüzer platform ve rüzgâr türbininin yüksek dalga ve rüzgâr altında davranışlarını görüp, deney sonuçlarıyla sayısal modellerimizi kalibre ettikten sonra bir tasarım geliştirmek istiyoruz. Bu tasarımı istenilen su derinliği ve dalga karakteristikleri altında çalışabilir hale getirmek istiyoruz. Amacımız, tüm dünyada çalışabilir bir rüzgâr türbini oluşturmak. Ege Denizi’nde rüzgâr fazla ama rüzgârın deniz üzerinde esme mesafesinin kısalığından dolayı yüzer rüzgâr türbininin stabilitesini azaltacak dalga kuvveti de az. Dolayısıyla çok daha ekonomik bir yüzer rüzgâr türbini santrali için Ege Denizi oldukça uygun.”
2 yorum
Yapmayın ya
neden