“Türkiye’ye Enerji Veren Kadınlar Ödül Töreni” kapsamında “Akademi 2020” ödülü Prof. Dr. Figen Kadırgan’a verildi.
Geliştirdiği nano kaplamalı yüzeyin, yeşil ısı teknolojisine getirdiği yenilik nedeniyle ödüle layık görülen Kadırgan’ın buluşu, şimdiye kadar mekanların ısıtılmasında, tarımda, gıda sektöründe kullanılırken, yeşil ve doğa dostu enerjiyi daha uygun maliyetlerle ulaşılabilir kılıyor.
Ar-Ge şirketi Selektif Teknoloji’yi 2009 yılında kurup KOSGEB’e ilk destek başvurusunu yaptıktan sonra İTÜ Arıkent’te çalışmalarını sürdüren Kadırgan, güneş enerjisini yüksek verimle tutan nano kaplamalı yüzey teknolojisinin uluslararası patentini 2011 yılında aldı.
Kadırgan’ın kurduğu şirkete adını da veren selektif teknoloji, metal yüzeylere uygulanan optik bir nano teknoloji.
Uluslararası Enerji Ajansı’nın verilerine göre bu yöntem sayesinde 2020 yılında 501 gigavat ton ısı elde edildi. Sadece güneş ışınlarıyla elde edilen bu enerji 44 milyon ton petrol, 141 milyon ton karbondioksit tasarrufuna eş değerde.
Kullanım alanları
Kışın bir evi ısıtmak için gereken 3 güneş enerjisi paneline karşılık bu teknolojiye sahip bir panelden 1 tane kullanmak yeterli oluyor.
Hava sıcaklığından bağımsız olarak ışıktan ve güneş ışığından faydalanan bu teknoloji selektif sera adıyla seraların ısıtılmasında da kullanılabiliyor. Bu sayede seraları herhangi bir ek maliyete ihtiyaç duymadan ısıtmak mümkün oluyor. Ayrıca 1 ton meyve, 26 saatte, vitamin ve mineral değerlerini kaybetmeden hızlı ve sağlıklı bir şekilde kurutulabiliyor.
Ürünün ısıyı altında bulunan metal yüzeye iletmesi sayesinde ise yüzey sıcaklığı 19 derece olarak sabit kalıyor. Bu özellik, yüzeyinde bulunduğu cisimleri termal kameralarda görünmez kılarak ürünün savunma sanayisinde kullanılmasının yolunu açıyor.
“Bu teknoloji yeşil ısı”
Çalışmaları hakkında bilgi veren Kadırgan, “Bu teknoloji yeşil ısı. Ülkemizde yeşil enerjiden, yeşil dönüşümden çok fazla bahsediliyor, daha çok güneş enerjisinden elektrik üretilmesi üzerinde duruluyor. Oysa ülkemiz ısıyı güneşten verimli bir şekilde elde etme açısından da son derece şanslı bir konumda.” ifadelerini kullandı.
Yaptıkları işi “Işıkla ısı arasındaki bağlantıları ve teorileri kullanıp güneş ışığı olduğu zaman dış ortam sıcaklığından bağımsız olarak ısı elde etmek” şeklinde tanımlayan Kadırgan, sözlerine şöyle devam etti:
“Tarımda kurutma amaçlı, örneğin gıdaların enzimlerini kaybetmeden 60 derecede kurutulmasında, seraların ısıtılmasında, endüstride ise 200 dereceye kadar ısı kullanılan sektörlerde bunları kullanabiliriz. Yaptığımız hesaplarda yeni yapılan gökdelenlerde enerji verimliliği çok yüksek değil. Bunların bir kısmı seçici yüzeyle kaplanırsa bu binaların kışın ısıtılmasında, yazın soğutulmasında bu malzeme kullanılabilir, bu optik bir malzeme.”
“Savunma sanayisindeki uygulaması da önemli”
Enerji üretiminde maliyetlerin önemine dikkati çeken Kadırgan, kullandıkları malzemenin maliyetini düşürmeyi başardıklarını anlatarak kullanımın yaygınlaşması için destek beklediklerini söyledi.
Kadırgan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Önce İstanbul Teknik Üniversitesinde KOSGEB ile başladık, bu destekle bir prototip kurduk. Daha sonra TÜBİTAK ve aileden koyduğumuz destekle pilot tesisi kurduk. Türkiye için çok hayırlı bir malzeme olduğunu düşündüğüm için destek bekliyorum. Konya’da bir yüzme havuzunda kullanıldı, tarımda kullanıldı. Çiftçilerin çok hoşuna gitti çünkü hızlı kurutma son derece önemli. Bunun savunma sanayisindeki uygulaması da önemli aslında çünkü termal kameralara yakalanmayan yüzeyler. Bu teknoloji zaten savunma sanayiinden türemiş bir teknoloji. Böyle yeşil bir enerji ile donatılmış binaların da çok daha hayırlı olacağını düşünüyorum.”