Düşünce kuruluşu Ember’in yeni analizi, son beş yılın il bazında elektrik üretim verileri üzerinden Türkiye’nin temiz kaynaklardan elektrik üretimindeki değişimleri inceliyor ve güneş enerjisi üretiminin hızlandırılmasına olan ihtiyacı vurguluyor. Fosil yakıtlara olan bağımlılığın sona erdirilmesi için temiz elektrik üretiminde güneş ve rüzgâr enerjisinin önemini ortaya konuyor.
Analizin öne çıkan bulguları şu şekilde:
- Kuraklık, rüzgâr ve güneş enerjisinde hızlanma ihtiyacını ortaya çıkarıyor. Şanlıurfa, Elazığ ve Diyarbakır’da 2021 yılında yüzde 39 oranında düşen hidroelektrik üretimi, çok daha pahalı olan ithal doğalgazla ikame edildi. Bu dışa bağımlılık ancak güneş ve rüzgar enerjisiyle giderilebilir.
- Türkiye’de temiz enerjinin ağırlık merkezi batıya doğru kayıyor. Hidroelektrik ağırlıklı olarak doğu illerinde üretilirken, Aydın ve İzmir, 2022 yılında sırasıyla 8 TWh ve 7 TWh elektrik üreterek ülkenin en büyük iki yenilenebilir enerji üreticisi haline geldi.
- Konya, İzmir ve İstanbul 2018’den bu yana yenilenebilir elektrik üretimini en çok artıran iller oldu. Yenilenebilir elektrik üretiminde ulusal artışın yüzde 23’u bu üç il tarafından sağlandı. Bu dönemde İzmir’deki rüzgar enerjisi üretim artışı ile Konya’daki güneş enerjisi üretim artışı 2,1 TWh ile neredeyse eşit olarak gerçekleşti.
- Türkiye, temiz enerji hedeflerine güney illerinde kullanılmayan güneş potansiyeli ile ulaşabilir. 2022’de güneş enerjisi üretiminin yarısından fazlasını on il gerçekleştirirken, Konya tek başına yüzde 21’ini üretti. Konya’dan dahi daha yüksek bir potansiyele sahip Van ve Türkiye’deki en yüksek güneş ışınımı oranlarından birine sahip Antalya gibi illerimizin güneş enerjisi potansiyeli halen kullanılmıyor.
- Lisanssız güneş enerjisi kapasitesi başvuruları son bir yılda beş kat arttı. 2021’e kıyasla ilk teknik incelemede olumlu değerlendirilen başvuruların toplam kapasitesi 4,8 GW’tan fazla artt;, 2022’de 6 GW’tan fazla lisanssız güneş enerjisi başvurusu işleme alındı.
Türkiye, çoğu Avrupa ülkesinden de daha yüksek güneş potansiyeline sahip olmasına rağmen, 2022 yılında güneşten elektrik üretimi yalnızca 15,3 TWh veya toplam üretimin yüzde 4,7’si şeklinde gerçekleşti. Başka bir deyişle, Türkiye’nin güneş enerjisi üretimi Polonya ve Ukrayna gibi çok daha düşük güneş enerjisi potansiyeline sahip ülkelerle aynı seviyede kaldı.
Ember’in Türkiye Enerji Analisti Azem Yıldırım, “Türkiye’de yenilenebilir enerjinin ağırlık merkezi, hidro açısından zengin olan doğudan, güneş ve rüzgarın bol olduğu batıya doğru kayıyor. Beş yıl içinde yaşanan iki kurak dönem, Türkiye’nin enerji dönüşümünün kuraklık sebebiyle yavaşlamaması için hidro harici yenilenebilir enerji kaynaklarının kilit öneme sahip olduğunu gösterdi. Türkiye’nin elektrik dönüşümünü gerçekleştirebilmek için güneşli güney illerini daha verimli kullanması gerekiyor” dedi.
Güneş enerjisinin Türkiye için sunduğu olanaklar sadece yüksek güneş ışınımı ile sınırlı değil. Artan güneş enerjisi üretimi, yaz aylarında hidroelektrik enerjiye olan ihtiyacı azaltarak hidroelektriğin kış aylarında daha esnek bir şekilde kullanılmasını sağlayabilir ve gaz ithalatı ihtiyacını azaltır.
Hidroelektrik kapasitenin yoğun olduğu güneydoğu illerinin yüksek güneş enerjisi potansiyeline sahip olması, yüzer GES çözümleri için de imkanlar sağlıyor. Türkiye, yılda 171 TWh ile dünyanın dokuzuncu en büyük yüzer güneş enerjisi üretim potansiyeline sahip. Bu değer, Türkiye’de güneş enerjisinden elde edilen mevcut üretimin on katından fazlasına denk geliyor.