Yazar: Prof. Dr. Güray Salihoğlu
Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nı AB Komisyonu ilk kez 14 Temmuz 2021 tarihinde önermişti.
Düzenleme, o günden bugüne tartışılıyordu. Nihayet bazı değişiklikler yapılarak 16 Mayıs 2023 tarihinde AB’nin resmi gazetesinde yayınlandı.
Ülkemizdeki üreticiyi çok yakından ilgilendiren bu mekanizmayla ilgili bazı hususların altını tekrar çizmek isterim:
AB bunu neden yapıyor?
Bunu ilk olarak kendi ekonomisini korumak için yapıyor. Ancak yaptığı şey küresel iklim amaçlarının gerçekleştirilmesine katkı sağlayacak.
Hangi sektörleri ve hangi ürünleri kapsayacak?
Düzenlemeden ilk aşamada Çimento, Demir Çelik, Alüminyum, Gübre, Elektrik ve Hidrojen sektörlerinden 42 ürün etkilenecek. Sonraki dönemde farklı sektörlerden farklı ürünlerin düzenleme kapsamına alınması söz konusu olabilecek.
Düzenleme şartları ne zaman hayata geçecek?
1 Ekim 2023 tarihinde geçiş dönemi başlayacak. Bu dönemde AB’ye ihracat yapan sektörler, ürünlerindeki gömülü karbonları hesaplayarak raporlamaya başlayacak. Ocak 2026’dan sonra ise SKDM tam olarak uygulanmaya başlayacak.
Geçiş döneminden sonra ihracatçıdan neler beklenecek?
- İhraç ettikleri ürünler için doğrudan ve kısmen dolaylı emisyonlarını hesaplamaları ve doğrulatmaları beklenecek.
- Emisyon yüklerine karşılık gelecek şekilde SKDM sertifikası bedelini ödemeleri beklenecek.
- Emisyon bedelinin ürünün gönderildiği ülkede bir kısmının veya tamamının ödenmesi durumunda ödenen bedel sertifika bedelinden düşülecek.
Çevre, kişilerin, kuruluşların, ülkelerin vicdanlarına bırakılamayacak kadar kritik önemde! Çevreye verilen zarar, canlılar için hayat meselesi haline geliyor.
İşte bu yüzden uluslararası anlaşmalarla ülkeler arasındaki anlayış farklılıkları ortadan kaldırılmaya çalışılıyor.
Uluslararası anlaşmaların da yeterli etkiyi göstermediği bilinen bir gerçek malesef!
Bu yüzden ekonominin kuralları yeniden yazılmaya çalışılıyor. Çevreyi korumak ekonominin yeni kuralları haline getirilmeye çalışılıyor.
Sınırda karbon düzenlemesi de böyle bir düzenleme işte. Bana göre Avrupa Birliği bu düzenlemeyle kendisine ürün gönderen ülkelere şunu söylemeye çalışıyor:
“Siz yeşil olmak istemiyorsanız, ben sizi yeşil yapmak için elimdeki politik ve ekonomik araçları kullanacağım.”