Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ile yayımladığı “Gelişmekte Olan Ülkelerde Temiz Enerji için Özel Sektör Finansmanının Hızlandırılması” başlıklı rapora göre, gelişmekte olan ülkelerde enerjiye erişimi artırmak ve iklim değişikliğini önlemek için gereken temiz enerji yatırımlarının hayata geçirilmesinde kamu finansmanının tek başına yeterli olmayacağı öngörülüyor.
Gelişmekte olan ülkelerin artan ihtiyacının temiz enerji kaynaklarıyla karşılanabilmesi için bu alandaki yıllık yatırımların 2022’deki 773 milyar dolar seviyesinden 2035’e kadar yıllık 2,8 trilyon dolara çıkması gerekiyor.
Çin haricindeki gelişmekte olan ülkelerde ise yatırımdaki artış ihtiyacı çok daha yüksek. Çin haricindeki gelişmekte olan ülkelerde, temiz enerji yatırımlarının 2022’deki 262 milyar dolar seviyesinden 1,9 trilyon dolara ulaşması gerekiyor.
IEA verilerine göre, gelişmekte olan ülkelerde 2022’deki 773 milyar dolarlık temiz enerji yatırımının 511 milyar doları Çin’de yapıldı. Kalan yıllık 262 milyar dolarlık yatırımın 82 milyar doları Hindistan ve diğer Asya, 66 milyar doları Latin Amerika, 52 milyar doları Orta Doğu ve Avrasya, 32 milyar doları Afrika ve 30 milyar doları Güney Doğu Asya’daki gelişmekte olan ülkelerde yapıldı.
Özel sektör finansman ihtiyacı yıllık 1,1 trilyon dolar
Rapora göre, Çin haricindeki ülkelerde temiz enerji yatırımları için özel sektörün sağladığı finansmanın bugünkü 135 milyar dolar seviyesinden gelecek 10 yıl içinde yıllık 1,1 trilyon dolara ulaşmasına ihtiyaç duyuluyor.
Bu yatırımların gerçekleşmesi durumunda gelişmekte olan ülkelerde enerji ihtiyacının temiz kaynaklarla karşılanmasının yanı sıra, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine hizmet edecek bir ekonomik büyümenin sağlanabileceği öngörülüyor.
Söz konusu ülkelerde 775 milyon insanın elektriğe, 2,4 milyar insanın ise temiz pişirme olanaklarına erişimi bulunmuyor.
Çin haricindeki gelişmekte olan ülkelerde temiz enerji yatırımları 8 yıldır yatay seyrediyor
IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin düzenlenen basın toplantısında, bu yıl küresel temiz enerji yatırımlarının 1,7 trilyon dolara ulaşacağını anımsattı.
Dünyada temiz enerji yatırımlarının arttığını ancak bu artışın yüzde 90’ının gelişmiş ülkeler ve Çin’de görüldüğünü söyleyen Birol, “Bu artışın sadece yüzde 10’u gelişmekte olan ülkelerden geliyor ki bu değişmesi gereken bir eğilim. Ayrıca, Çin hariç gelişmekte olan ülkelerde temiz enerji yatırımlarının 8 yıldız yatay seyrettiğini görüyoruz.” dedi.
Birol, bu yatırımların sadece kamu finansmanıyla yapılmasının imkansız olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
“Özel sektör sermayesine ihtiyaç var. Analizimiz, gelişmekte olan ülkelerdeki temiz enerji yatırım ihtiyacının yüzde 60’ının özel sektör kaynaklarından sağlanması gerektiğini gösteriyor. Bunu sağlayabilmek için de bazı kilit adımlar atılmalı. Temiz enerji yatırımları, enerjiye erişimden istihdam oluşumu ve herkes için sürdürülebilir bir gelecek sağlanmasına birçok avantaj ve fırsatları beraberinde getiriyor. Bu nedenle acilen özel sektör sermayesinin bu ülkelere gitmesi lazım.”
Gelişmekte olan ülkelerde temiz enerji yatırımı olması gerekenin çok altında
IFC Başkanı Makhtar Diop da iklim değişikliğine karşı verilen mücadelenin temiz enerji potansiyelinin çok güçlü olduğu gelişmekte olan ülkelerle kazanılabileceğini dile getirdi.
Ancak bu ülkelerdeki temiz enerji yatırımlarının olması gereken seviyenin çok altında olduğunu ifade eden Diop, “Bu ülkelerde enerji talebini karşılamak ve emisyon azaltım hedeflerini başarmak için özel sektör sermayesini hızla ve büyük çapta olacak şekilde yatırım yapılabilir projelere yöneltmemiz gerekiyor.” değerlendirmesinde bulundu.
IEA ve IFC’nin gelişmekte olan ülkelerde temiz enerji yatırımlarını hızlandırmaya yönelik yol haritası sunan rapor, Paris’te 100’ün üzerinde devlet başkanı, politika yapıcı, uluslararası örgüt ve sivil toplum temsilcilerinin yeni bir finansman paktı oluşturmak 22-23 Haziran’da için bir araya geleceği Küresel Finansman Paktı Zirvesi öncesi açıklandı.
Zirvede, iklim, kalkınma ve biyoçeşitlilik krizleri de dahil olmak üzere küresel krizlere yanıt vermeye yardımcı olacak finansman çözümleri tartışılacak.
Küresel Güney olarak tanımlanan ve iklim değişikliğinin etkilerine karşı en kırılgan konumdaki ülkelere gelişmiş ülkelerin taahhüt ettiği 100 milyar dolar finansmanın nasıl sağlanabileceği, adil bir temiz enerji dönüşümü için özel sektör yatırımlarının artırılması, Dünya Bankası ve diğer kalkınma bankalarında iklim finansmanının artırılması için ihtiyaç duyulan reformlar zirvenin ana gündem maddeleri arasında yer alacak.