Statkraft’tan 50’den fazla uzman ve analist tarafından geliştirilen senaryo, piyasaların, politikaların ve teknolojik gelişimin dünya çapında enerji geçişini yönlendirmeye devam edeceğini varsayıyor. Düşük Emisyon Senaryosunda enerjiyle ilgili emisyonlar, küresel ısınmayı 2 °C’nin hemen altında sınırlayan emisyon yoluna karşılık gelmektedir.
Ancak rapor, enerji geçişini geciktirebilecek veya daha pahalı hale getirebilecek belirsizlikler ve risklerin de bulunduğunu kabul ediyor. Bu nedenle ilk kez, jeopolitik gerilimlerin ve bölgesel rekabetlerin enerji geçişinin hızını ve kapsamını nasıl etkileyebileceğini inceleyen iki ek senaryo içeriyor.
Temiz teknoloji rekabeti senaryosu, ABD, AB ve Çin gibi küresel güçlerin, tedarik zincirlerinde temiz enerji için sübvansiyon odaklı ve korumacı bir rekabet içinde olduklarını varsaymaktadır. Gecikmiş enerji geçişi senaryosu, yüksek enflasyon ve yaşam maliyeti, ulusal güvenlik ve toplumsal huzursuzluk gibi yakın zorlukların daha ileri görüşlülüğe ve iklim eylemlerinde azalmaya yol açacağını varsayıyor.
Raporun temel bulguları şöyle:
- Düşük Emisyon Senaryosu’nda enerjiyle ilgili emisyonlar, küresel ısınmayı 2°C’nin altında sınırlayan bir yol izleyerek, geçen yılın raporunda tahmin edilenden biraz daha hızlı ve daha derin bir adım izleyerek, 2050 yılına kadar bugünkü seviyelere göre yüzde 69 oranında düşüyor.
- Rekabetçi temiz teknolojiler ve enerji güvenliği gündemi, düşük emisyon senaryosunda karbondan arınmayı teşvik ediyor. Güneş enerjisi dünya lideridir. Rüzgâr ve güneş enerjisinin, pillerin ve elektrikli araçların maliyetleri son on yılda önemli ölçüde düştü ve bu da temiz teknolojileri fosil muadillerine kıyasla ekonomik açıdan çekici hale getirdi. Ayrıca, son dönemde yaşanan piyasa çalkantıları ve artan jeopolitik gerilimler, enerji güvenliğini uluslararası düzeyde gündemin üst sıralarına taşımış, bu da yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğine yönelik politikaların artmasına neden olmuştur. Düşük Emisyon Senaryosunda 2050 yılına kadar güneş enerjisi 22 kat, rüzgâr enerjisi ise mevcut seviyelere göre 12 kat artacak.
- Her üç senaryoda da uygun maliyetli rüzgâr ve güneş enerjisi fosil yakıtların yerini alıyor; ve en az iyimser senaryoda bile rüzgâr ve güneş enerjisi, mevcut seviyelere kıyasla 2050 yılına kadar önemli ölçüde artacak.
- •Avrupa tüm senaryolarda iklim lideridir ancak kısa vadeli emisyon hedeflerine ulaşmak, kritik temiz tedarik zinciri bileşenlerine erişimi ve bölgesel iş birliğini gerektirir. Rüzgâr ve güneş enerjisi, iklim açısından en az iyimser senaryoda bile elektrik karışımındaki en önemli teknolojilerdir.
1 yorum
Küresel ısıma ile beraber güneş enerjisi önemide artaracaktır. güzel adımlar atılmalı.