Yenilenebilir Gençlik Enerjisi Projesi’nin (RE-You) İkinci Bölgesel Konferansı Çanakkale’de düzenlendi.
Konferansta konuşan Yenilenebilir Enerji Akademisi (RENAC) Proje Temsilcisi Charlene Rossler, Yenilenebilir Enerji Sektöründeki İstihdam Olanaklarına Genel Bakış başlıklı sunumunda yenilenebilir enerji alanındaki istihdam olanaklarına değinerek son on yılda yenilenebilir enerji sektöründeki iş gücü ihtiyacının giderek arttığını belirtti.
Rossler Almanya’daki yenilenebilir enerji alanındaki istihdam konusuna dikkat çekerek, “Almanya’da 2000-2010 dönemindeki 10 yıllık süreçte yenilenebilir enerji alanındaki istihdamın üç katına çıktığını görüyoruz. Devam eden büyümesini sürdüren Almanya, özellikle güneş ve rüzgâr enerjisinde iş gücüne ihtiyaç duymaya başladı. Bu noktada uluslararası yetkinliğe sahip merkezler tarafından belgelendirilmiş iklimlendirme teknisyenleri, biyoenerji, rüzgâr veya güneş enerjisi uzmanları gibi kilit pozisyonlardaki çalışan gereksinimi arttı. Öte yandan, Almanya’da rüzgâr enerjisi 2016 yılında kalıcı bir büyüme sağlamış ancak takip eden yıllarda istihdamda görülen azalma, dış ticaretteki eksiklikler sebebiyle bir düşüş yaşasa da bu durumu toparladığını görüyoruz. Biyokütle ve hidroenerjide ise bu dalgalanmayı daha az görüyoruz.” dedi.
Rossler Türkiye’deki mevcut duruma da değinerek sözleri şöyle sonlandırdı: “Türkiye’de yatırımların fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına kaydırılması 2030 yılına kadar 300 bin yeni iş fırsatını ortaya çıkaracağı öngörülüyor. 2028 yılında güneş ve rüzgâr enerjisi sektörlerinde altı kat daha fazla istihdam bekleniyor. Bunun yanı sıra, kadınların yenilenebilir enerji sektöründeki istihdamının erkeklere oranla oldukça az olduğunu görüyoruz. Bu konuda istihdama yönelik çalışmaların yapılmasını önemli görüyoruz.”
“Özellikle rüzgâr ve güneş enerjisi sektöründe nitelikli iş gücüne ihtiyaç var”
Yenilenebilir Enerji Akademisi (RENAC) Akademik Programlar ve Mesleki Eğitimler Bölüm Başkanı Uta Zähringer, Almanya’da Yenilenebilir Enerji Teknolojilerine Yönelik Eğitim Programlarına Genel Bakış konulu bir sunumunda Almanya’nın yenilenebilir enerji kaynaklarındaki geçiş sürecine değindi.
Yeşil enerji piyasalarının geliştirilmesinde bazı koşulların gerekliliğini vurgulayan Zähringer; “Etkin ve yeterli doğal kaynakların olması mühim bir konu. Bu noktada Türkiye’nin Almanya’ya kıyasla çok daha şanslı olduğu aşikâr. Politika olarak hızlı ve etkili bir gelişim sürdürüyor. Re-You projesine dahil olan öğrencilerle görüşme imkânımız oldu. Eğitim merkezlerinin akredite edilmiş olması ve hepsinin faaliyette olması bizleri umutlandırıyor. Bu girişimlerin niteliğinin artırılarak devam ettirilmesi önemli. Gerçek şu ki bu tip girişimlerde üniversite müfredatlarının güncellenmesi, geliştirilmesi gibi faaliyetler oldukça zaman alıyor. Üniversitelerde bu tip akreditasyonlar ve programlar oluşturmak hiç kolay değil. Almanya’da bu tip bir işin tam profesyonel bir eğitim dalı haline gelmesi 10 yılı aldı.” dedi.
Yenilenebilir enerji sektöründe güçlü mühendislik alt yapısı yanında teknisyenlere de ihtiyaç olduğunun altını çizen Zähringer sözlerine şöyle devam etti: “Yenilenebilir enerji sektörünün her alanında nitelikli elemanlara ihtiyaç var. Bu sektörün yasal mevzuatları için hukukçulara, kanun koyuculara gereksinim var. Aynı zamanda proje aşamasında ve projenin idamesinde uzman mühendis ve teknisyenlerde istihdam eksikliğimiz var. Özellikle güneş ve rüzgâr endüstrisinde eleman ihtiyacının çok olduğunu biliyoruz. Bu noktada gençler, bu alanlardaki iş fırsatlarını yakalamak istiyorlar. Gençlerin bu alanda kendilerini geliştirebilmeleri için üniversitelere çok iş düşüyor. Üniversitelerin doğru program uygulayabilmeleri, öğrencilerini bu alanda uzman bireyler olarak yetiştirebilmeleri açısından önemli. Türkiye’de bu eğitim programlarına hızlıca başlanması gerekiyor. Yatırımın ve yüksek talebin olduğu bir yerde, fosil yakıttan bağımsız olmak adına yenilenebilir enerji programlarına öğrencilerin katılması ve üniversitelerin bu öğrencileri sektöre hazırlaması çok önemli.”
“Nitelikli personelin çok yönlü olarak kendini geliştirmesi önemli”
RENAC Akademik Programlar ve Mesleki Eğitimler Bölümü Proje Direktörü Dr. Emilienne Tingwey, enerji santrallerindeki kurulumun nitelikli kişilerce yapılması konusuna vurgu yaparak, şunları aktardı: “Kişilerin sertifikalandırılması için akreditasyona sahip eğitim kurumlarının olması gerekiyor. Bir kişinin nasıl nitelendirildiği, doğru becerileri kazanması ve akredite edilen, bağımsız bir merkezden sertifikalandırılması önemli. RENAC olarak biz bunların sağlanması noktasında destek veriyoruz. Enerji sektöründe çalışanların, kurulumcuların sertifikalandırılmış nitelikli olmaları aynı zamanda çalıştıkları yerlerdeki profesyonelliği de güçlendiriyor. Ayrıca nitelikli personel, çalıştığı kurumun kaliteli ve güvenilir yerlerden hizmet alınmasını sağlıyor. Nitelikli ve sertifikalı uzmanlara sahip olan kurumların, iş alma süreçleri diğerlerine nazaran çok daha kolay olacaktır. Kurumun, bütüncül bir profesyonel iş tarzının oluşması noktasında da önemli bir yol katetmesini sağlayacaktır.”
Bir personelin nitelik kazanmasını sağlayan eğitim ve sertifikalara değinen Tingwey, “Almanya’da fotovoltaik konusunda Ekonomik İşler ve İklim Eylemi Bakanlığı ve Alman Elektrik, Elektronik ve Bilgi Teknolojileri Birliği (VDE) tarafından düzenlenen sertifikasyon süreci; ilk olarak detaylı teorik eğitim ile başlıyor. Ardından pratik eğitimle kişilerin teorik bilgilerini uygulama alanlarında perçinlemeleri sağlanıyor. Bu iki eğitimin tamamlanmasının ardından ise yazılı sınav ile kişilerin nitelikli personel olma yolundaki belgelendirilme süreci tamamlanıyor. Sertifikasyon süreci, kurulumcunun nitelik ve deneyimine göre şekilleniyor. Bunlar temel, ileri ve master sertifikasyon adımlarını kapsıyor. Aynı durum biyogaz ve rüzgâr enerjileri kısmında da benzer şekilde; bu alanlarda da özel belgelendirmeye dayalı eğitimler mevcut.
Özetle, yenilenebilir enerji sektöründe nitelikli personelin çok yönlü olarak kendini geliştirmesine ihtiyacı var. Kişilerin işlerinde ustalaşması için çıraklıkları sonrası çeşitli eğitim programlarına katılmaları, nitelikli personel istihdamı açısından önemlidir. Sadece bir dalda değil çeşitli dallarda teknik becerilerini yükseltmelidir. Örneğin, fotovoltaik eğitimi yanı sıra biyogaz, rüzgâr teknisyenliği gibi diğer dallarda da sertifika almaları niteliğin gelişimi açısından kıymetlidir. Elbette akreditasyon kuruluşları bu noktada çok önemli bir yer tutuyor. Sürdürülebilir bir gelişim için bu kuruluşların da denetimlerinin yapılması nitelikli iş gücü kalitesinin devamlılığı açısından şarttır.” diye konuştu.