Oxford Open Climate Change adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada, fosil yakıtların yalnızca iklim krizini değil, aynı zamanda halk sağlığı üzerindeki yıkıcı etkilerini, çevresel adaletsizliği, biyolojik çeşitlilik kaybını ve plastik ile tarımsal kimyasal kirliliği de tetiklediği vurgulanıyor.
Çalışma, ABD’nin dünyanın en büyük petrol ve gaz üreticisi olarak bu krizlere en büyük katkıyı sunan ülkelerden biri olduğuna işaret ederken, fosil yakıtlardan temiz ve yenilenebilir enerjiye adil ve hızlı bir geçişin mümkün olduğunu belirtiyor.
Biyolojik Çeşitlilik Merkezi İklim Bilimi Direktörü ve raporun baş yazarı Dr. Shaye Wolf, “Bilim, fosil yakıtların bizi öldürdüğünü açıkça ortaya koyuyor. Petrol, gaz ve kömür tüketimi, temiz enerjiye geçiş yapmadığımız sürece daha fazla can kaybına, yaban hayatının yok oluşuna ve aşırı hava olaylarına neden olacak.” dedi. Wolf’a göre yenilenebilir enerji hem ekonomik hem de çevresel açıdan büyük kazançlar sağlayabilir.
İncelemede, fosil yakıtların insan kaynaklı karbon emisyonlarının yaklaşık yüzde 90’ını oluşturduğu, bu durumun iklim krizini derinleştirerek okyanusların asitlenmesine ve ekstrem hava olaylarının artmasına yol açtığı belirtiliyor. Bunun yanı sıra, fosil yakıtların yanmasından kaynaklanan hava kirliliğinin dünya çapında milyonlarca erken ölüme neden olduğu vurgulanıyor.
UC Berkeley Halk Sağlığı Okulu Çevre Sağlığı Bilimleri Yardımcı Doçenti Dr. David JX González, “Fosil yakıt kirliliği, erken doğumdan çocukluk lösemisine, solunum hastalıklarından ağır depresyona kadar birçok sağlık sorununu tetikliyor.” diyerek, fosil yakıt altyapılarının hızlı bir şekilde temiz enerji kaynaklarıyla değiştirilmesi gerektiğini belirtti.
Araştırma, fosil yakıtların en çok düşük gelirli ve azınlık topluluklarını etkilediğine dikkat çekiyor. Montana Üniversitesi’nden Doç. Dr. Robin Saha, fosil yakıt çıkarma ve işleme tesislerinin genellikle Siyah, Latin, Yerli ve yoksul beyaz topluluklarda yoğunlaştığını belirterek, bu durumun yıllardır süregelen ayrımcı politikaların bir sonucu olduğunu ifade etti.
Bunun yanı sıra, fosil yakıtların kontrolsüz kullanımının önümüzdeki 50 yıl içinde bitki ve hayvan türlerinin üçte birinin yok olmasına neden olabileceği uyarısı yapılıyor. Biyolojik çeşitliliğin korunması için yenilenebilir enerji altyapısının doğru alanlara yerleştirilmesi ve karbon depolayan ekosistemlerin korunması gerektiği vurgulanıyor.
Araştırmaya göre, fosil yakıt endüstrisi plastik üretimini artırarak hava, su ve toprak kirliliğine neden oluyor. Plastik ve petrokimyasal atıklar, gıda sistemlerine ve insan vücuduna kadar ulaşarak ciddi sağlık sorunlarına yol açıyor. Bilim insanları, plastik üretiminin azaltılması ve sürdürülebilir alternatiflere yönelinmesi gerektiğini belirtiyor.