Küresel karbon emisyonlarını azaltmak ve hava kirliliğiyle mücadele etmek için elektrikli araçların benimsenmesi büyük önem taşıyor. UNEP’in Temiz Mobilite programı yetkilileri, gelişmekte olan ülkelerde elektrikli araç kullanımının hızlanması için hükümetlerin teşvik politikalarını artırması, uygun finansman modelleri geliştirmesi ve şarj altyapısını genişletmesi gerektiğini vurguluyor.
Elektrikli araçların gelişmekte olan ülkeler için sunduğu en önemli avantajlardan biri düşük işletme maliyetleri. Fosil yakıt fiyatlarının dalgalanmasına karşı daha istikrarlı ve uygun fiyatlı bir alternatif sunan elektrikli araçlar, özellikle yakıt ithalatına bağımlı ülkeler için ekonomik anlamda büyük tasarruf sağlıyor. Bununla birlikte, hava kirliliğinin ciddi boyutlara ulaştığı şehirlerde elektrikli araçların kullanımı, zararlı emisyonları azaltarak halk sağlığına olumlu katkı sağlıyor. Karbon monoksit, azot oksitler ve partikül madde gibi kirleticilerin büyük ölçüde düşmesi, solunum yolu hastalıklarının azalmasına ve genel yaşam kalitesinin artmasına yardımcı olabilir.
Elektrikli araçların yaygınlaşması, gelişmekte olan ülkelerde enerji bağımsızlığı açısından da kritik bir fırsat sunuyor. Pek çok ülke petrol ve gaz ithalatına büyük bütçeler ayırmak zorunda kalırken, elektrikli araçlar sayesinde bu ülkeler kendi yenilenebilir enerji kaynaklarını daha etkin kullanabilir. Güneş ve rüzgâr enerjisinin artan payı, elektrikli araçların sürdürülebilir bir şekilde şarj edilmesini sağlayarak enerji güvenliğini artırabilir. Öte yandan, toplu taşıma sistemlerinde elektrikli otobüslerin yaygınlaşması da ulaşım maliyetlerini düşürerek düşük gelirli toplulukların daha ekonomik ve çevre dostu bir ulaşım sistemine erişmesini mümkün kılabilir.
Gelişmekte olan ülkelerde özellikle iki ve üç tekerlekli elektrikli araçlar hızla yaygınlaşıyor. Bu araçların düşük maliyetli olması, bakım gereksinimlerinin az olması ve şehir trafiğine uygunluğu, fosil yakıtlı alternatiflerine kıyasla büyük bir avantaj sağlıyor. Yoğun şehir içi ulaşımda küçük ve manevra kabiliyeti yüksek elektrikli araçların tercih edilmesi, trafik sıkışıklığını azaltırken aynı zamanda daha düşük enerji tüketimiyle çevresel faydalar sağlıyor. Bazı ülkelerde hükümetler, elektrikli araçlara yönelik vergi indirimleri, sübvansiyonlar ve ücretsiz şarj imkanları sunarak bu dönüşümü hızlandırmaya çalışıyor. Bunun yanı sıra, bazı gelişmekte olan ülkelerde şebeke elektriği büyük ölçüde yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlandığı için elektrikli araçların bu sisteme entegre edilmesi çevresel avantajları daha da artırıyor.
Ancak, elektrikli araçların yaygınlaşması önünde bazı engeller de bulunuyor. Bunlardan en önemlisi, yeterli şarj altyapısının olmaması. Birçok şehirde halka açık şarj istasyonlarının yetersiz olması, elektrikli araç sahipleri için önemli bir sorun oluşturuyor. Bu nedenle, kamu-özel sektör iş birlikleriyle hızlı şarj istasyonlarının yaygınlaştırılması gerekiyor. Bir diğer önemli zorluk ise batarya maliyetleri. Elektrikli araçların en büyük maliyet kalemi olan bataryaların fiyatlarının düşürülmesi için geri dönüşüm ve yenileme projeleri devreye alınabilir. Ayrıca, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ikinci el elektrikli araç pazarının oluşması, daha fazla insanın bu araçlara erişimini kolaylaştırabilir.
UNEP, hükümetlerin ve özel sektörün işbirliği yaparak gelişmekte olan ülkelerde elektrikli araç dönüşümünü hızlandırabileceğini belirtiyor. Özellikle toplu taşımada elektrikli otobüslerin yaygınlaştırılması, şehirlerdeki hava kirliliğini ve karbon salımını önemli ölçüde azaltabilir. Ancak, bu dönüşümün başarılı olması için altyapı yatırımları, mali teşvikler ve güçlü bir politik destek gerekiyor.