Bundan 15 yıl önce petrol endüstrisindeki yatırımlarını satarak yenilenebilir enerjiye yatırım yapmayı tercih eden Norveçli bir yatırım şirketi olan Umoe’nin kurucusu Jens Ulltveit-Moe, “Bu kişisel bir enerji dönüşümüydü, finansal açıdan da zaman zaman maliyetliydi, ancak bu çıktığım için memnun olduğum bir yolculuk.” diyor.
Jens Ulltveit-Moe, Financial Times için kaleme aldığı yazısında, “Bir iş adamı olarak petrol ile ilgili yatırımlarımı satmak çok erken verilmiş bir karar olabilir, ancak küresel bir vatandaş olarak yatırımdaki ilerlemeyi gördüm. Temiz enerji dönüşümü ise çok geç ilerliyor.” ifadelerini kullanılıyor.
Küresel sıcaklıklardaki artışı sanayi öncesi seviyelere kıyasla sadece 2 derece ile sınırlandırmanın imkânsız göründüğünü ifade eden Ulltveit-Moe, “Paris anlaşması kapsamında yapılan tüm taahhütler yerine getirilse bile, sıcaklık artışının önümüzdeki 80 yıl içinde 3 dereceye yaklaşması çevresel olarak büyük çapta hasara ve insanların yer değiştirmesine neden olacaktır.” diyor.
İklim mücadelesinin politik bir sorun olduğunu, ancak bu durumun ileriye dönük bir fırsat da olabileceğini söyleyen Ulltveit-Moe,
“1980’li yıllarda petrol yatırımları yapmak üzere Londra’dan Norveç’e döndüm. Sonuç olarak, 2000’lerin başında, Umoe Oil & Gas, Knutsen OAS ve PGS’den oluşan ve yaklaşık 5 bin kişinin istihdam edildiği, oldukça karlı bir petrol grubu oluşturdum. O zamanlar petrol endüstrisinin iklim değişikliğine neden olduğu konusundaki protestoların farkındaydım. Ancak o zamanlar bu durumu medyanın abarttığı ve hayatımızı zorlaştıran bir politik söylem olarak görüyordum.” açıklamasında bulunuyor.
BM Raporu fikrini değiştirdi
O dönemlerde fosil yakıtlarla ilgili oluşabilecek sorunların teknoloji sayesinde çözülebileceğine inandığını söyleyen Ulltveit-Moe,
“Ama aynı zamanda biraz araştırma yapma ve görüşlerimi yeniden değerlendirme kararı aldım. Birleşmiş Milletler’in (BM) 2001 yılında yayımladığı iklimle ilgili üçüncü raporunu okudum. Bu rapor beni korkuttu ve değiştirdi. Raporda iklim değişikliğinin insan kaynaklı olduğu ve gezegenimizin ciddi derecede zarar görmesini engellemek için acil eyleme geçilmesi gerektiği belirtiliyordu.” ifadelerini kullanıyor
Rapor sonrası yeni kararlar alan ve 2001-2008 yılları arasında petrolle ilgili işlerini satmaya ve yenilenebilir enerjiye 600 milyon dolarlık yatırım yapmaya karar veren Ulltveit-Moe şu bilgileri veriyor:
“Bir vatandaş olarak amacım dünyayı kurtarmaya yardımcı olmaktı ve bir iş adamı olarak da kâr etmeyi amaçladım. İlk hedefim, güneş enerjisi panelleri üretiminde önemli bir hammadde olan polisilikonu üreten, merkezi ABD’de olan Norveç şirketi REC Silicon oldu.
Ayrıca Brezilya’daki otomobillerin yüzde 60’ında biyoyakıt olarak kullanılan etanol üretimine de büyük yatırım yaptım. Üçüncüsü ise Kanada’da ormancılık ve kereste fabrikası işletmesi satın almak oldu. Buradaki varsayımım Kuzey Amerika’da çimento kullanılmayan ahşap yapıların artmasıydı.”
“Yatırımda zamanlama her şeydir”
Ulltveit-Moe: “Yatırımda zamanlama her şeydir. Yeşil projeleri desteklemek için çok erken davrandığımı kabul etmeliyim ve bunun için bir bedel ödedim. Ben 10 yıldan fazla bir süre önce BM raporundaki uyarıların gerçekleşeceğini bekliyordum.
Karbondioksit emisyonlarının azaltılması, fosil yakıt ve çimento yerine daha temiz alternatifleri tedarik edenlerin ödüllendirileceği bir siyasi eylemin kabul edilme hızını yanlış değerlendirdim. Bu değişim düşündüğümden çok yavaş gerçekleşti.”
“Ayrıca, yenilenebilir enerjiye yapılan yatırımın başarısının veya başarısızlığının siyasete bağlı olduğunu öğrendim.” diyen Ulltveit-Moe şunları dile getiriyor:
“Örneğin polisilikon yatırımım birkaç yıl boyunca finansal olarak başarılı oldu. Ancak, üretim ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşının bir sonucu olarak yakın zamanda kapatıldı.
Brezilya’da ise etanol CO2 emisyonlarını azalttığı için benzine göre hızlı bir ilerleme olacağını düşünüyordum. Ancak bunun yerine, Brezilya hükümeti benzini sübvanse etti, yani girişimim başarısız oldu ve çoğu yıl değer kaybetti.
En azından şimdi, ancak beklediğimden 10 yıl sonra, nihayet geçen yıl etanole prim fiyatı getirecek bir mevzuat çıkarıldı. Bu hikâye hala iyi bitebilir.” diyor.
Kanada ormancılık işletmesi olan Fornebu Kereste Şirketi’ne yaptığı yatırım ise Ulltveit-Moe’nun en azından kendi şirketini elinde tutmasını sağladı.
“Şirket, Trump ABD’ye kereste ithalatı için yeni vergiler getirmeden hemen önce orijinal maliyetinin altı katına başarıyla satıldı.” diyen Ulltveit-Moe:
“Evet, çok erken yatırım yaptım. Ancak bu uyarıcı hikâyeyi geleceğe rehber olarak almayın. Daha fakir ama daha zekiyim, ancak 15 yıl önce yaptığım analiz doğruydu. İklim değişikliği insanlık için en büyük tehdittir. Ve ticari yatırımcılar için harekete geçmek kâr etmenin yanı sıra, ahlaki bir sorumluluk olmaya da devam ediyor.
Önümüzdeki yıllarda mevcut karbon emisyonlarını azaltma hedeflerimizi gerçekleştirmek için trilyonlarca dolarlık kamu ve özel sektör yatırımlarına hala ihtiyaç duyulacak. Ve cesur yatırımların kazanç sağlama fırsatı sunmaması için hiçbir neden yok.”