Massachusetts Institute of Technology (MIT) tarafından yapılan araştırmaya göre, elektrikli araç bataryaları ikinci bir ömre sahip olabilir.
Bu bataryaların şebeke ölçekli fotovoltaik güneş sistemlerinin kurulumunda yedek depolama aracı olarak kullanılabileceğini ifade eden araştırmacılara göre, bataryalar 10 yıldan fazla süreyle performans gösterebilir.
Yapılan bu modelleme çalışması, bataryaların yeniden kullanılmasının hem elektrikli araç şirketleri hem de şebeke ölçekli güneş enerjisi operasyonları için kârlı olabileceğini gösteriyor.
Applied Energy Dergisi’nde yayımlanan çalışma, Ian Mathews ve Fotovoltaik Araştırma Laboratuvarı Başkanı Tonio Buonassisi de dâhil olmak üzere altı MIT araştırmacısı tarafından yapıldı.
Kaliforniya’da yer alan bir güneş santralini inceleyen araştırmacılara göre, yeni batarya kurulumu net bir yatırım getirisi sağlamıyor. Ancak, kullanılmış bir elektrikli araç bataryası, düzgün yönetilen bir sistem ile orijinal fiyatından yüzde 60 daha azına mal olduğu sürece, kârlı bir yatırım olabilir.
Bu uygulamayı küçük ölçekli projelerde uygulamak kolay olsa da şebeke ölçeğinde bir projenin kolay olmadığını dile getiren Mathews,
“Teknik düzeyde birçok sorun var. Arabadan çıkarılan pillerin yeniden kullanım için yeterince iyi olduklarını nasıl anlarsınız? Farklı araçlardan gelen bataryaları nasıl bir araya getirirsiniz? Ayrıca ekonomik açıdan da sorulması gereken sorular var. Bataryaları arabadan almak, toplamak, kontrol etmek ve yeniden kullanmak yeteri kadar kârlı mı?” dedi.
MIT’nin yapmış olduğu ve Kaliforniya’nın yerel koşullarına göre modellenmiş bu araştırmaya göre, bu sistemin hayata geçirilmesi hem teknik hem ekonomik açıdan olumlu sonuçlar verdi.
Farklı çalışma koşulları altındaki lityum-iyon pillerdeki kapasite kaybının değerlendirildiği çalışmaya göre, bataryaların uygun şarj ve deşarj döngüleri ile çalıştırılması ile maksimum ömür ve değer elde edilebileceği sonucuna ulaşıldı.
Bataryaların ikinci kullanımdaki ömürleri ne olacak?
Mathews’e göre, kapasitenin yüzde 60’ına kadar veya daha düşük bir seviyede çalışmaya devam etmesi güvenli ve değerli olabilir. Ancak bunu belirlemek için daha uzun vadeli pilot çalışmalar gerekli ve pek çok elektrikli araç üreticisi bu tür pilot çalışmaları yapmaya başlıyor.
Böyle bir projenin gerçek ekonomisinin, yerel düzenleyici ve oran belirleyici yapılara bağlı olarak büyük farklılıklar gösterebileceğini belirten uzmanlara göre,
“Bazı yerel kurallar, depolama sistemlerinin maliyetinin, ücret belirleme amacıyla yeni bir yenilenebilir enerji kaynağının toplam maliyetine dâhil edilmesine izin verirken, bazılarında bu geçerli değildir. Bu tür sistemlerin ekonomisi bölgeye özgü olacaktır, ancak Kaliforniya örnek olay incelemesinin ABD için bir örnek olması amaçlandı.”
Dünyada çok sayıda ülkenin depolamanın sağlayabileceği faydaları görmeye başladığını ifade eden Mathews, bataryaların ikinci ömürleri için yapılacak çalışmalarla olumlu sonuçlar elde edilebileceğini söyledi.
McKinsey tarafından yayımlanan yakın tarihli bir rapor da, 2030 yılına kadar, yenilenebilir enerji projeleri için yedek depolama talebi arttıkça, ikinci kullanıma sahip elektrikli araç bataryalarının bu potansiyel talebin yarısını karşılayabileceğini gösteriyor.
Mathews’e göre, teknik ve ekonomik olarak işe yarayabilecek bu çalışmadaki bir sonraki adım ise elektrik araç üreticileri, lityum-iyon batarya üreticileri ve güneş enerjisi yatırımcılarının sürece dâhil edilmesi.