Rüzgâr ve güneş enerjisinden elde edilen “yeşil hidrojen”, beklenenden çok daha hızlı bir şekilde, enerji dönüşümü sağlayan yakıt haline gelebilir.
Enerji analistlerine göre, yeşil hidrojen 10 yıl içinde, enerjinin en uygun maliyetli şekli olarak doğal gaz ve kömürden elde edilen hidrojenden çok daha uygun maliyetli hale gelecek.
Reuters’ta yer alan habere göre, Avustralya Hükümeti temiz hidrojenin ulaşım, elektrik ve endüstriyel süreçlerde fosil yakıtların yerini alması için adımlar atacak.
Yakın vadede hala mavi ve gri hidrojen üretmek, yeşil hidrojen üretmeye göre daha ucuz olsa da talebin artmasıyla birlikte yenilenebilir enerjiden elde edilen hidrojeninin ucuzlayacağı tahmin ediliyor.
BloombergNEF (BNEF) tarafından yapılan bir analiz, elektrolizör maliyetlerinin Çin’de 2018’de yayımlanan yol haritasında yer alan maliyetinin beşte birine düşebileceğini gösterdi.
BNEF’e göre yeşil hidrojen, mevcut teknolojiler sayesinde 2030’dan önce rekabetçi hale gelebilir ve kilogram başına 2 dolardan daha az maliyete sahip olabilir.
“Fosil yakıtlardan elde edilen hidrojene olan talep çok az”
BNEF’in Endüstriyel Karbonsuzlaştırma Sorumlusu Kobad Bhavnagri, “Elektrolizörlerin, çoğu kişinin beklediğinden çok daha ucuz maliyetlere düşebileceğini düşünüyoruz.” dedi.
Fosil yakıtlardan elde edilen hidrojene olan talebin çok az olduğunu vurgulayan Bhavnagri, bu yöntemle elde edilen hidrojenin gelişmekte olan bir endüstri için ölçek büyütme modeline uymadığını söyledi.
BNEF, yeşil hidrojenin 2030 yılına kadar 1,33 ABD dolarına mal olacağını ve 2050 yılına kadar kilogram başına yaklaşık 0,76 ABD dolarına düşeceğini öngörüyor.
Buna kıyasla, Karbon Yakalama ve Depolama (CCS) ile doğal gaz ve kömür kullanılarak elde edilen hidrojenin, 2050’de 1,92 dolara mal olacağını öne sürüyor.
Avustralya’da yeşil hidrojen ile 8 binden fazla istihdam sağlanabilir
Avustralya Hükümeti yeşil hidrojen ile 8 binden fazla iş imkânı yaratabileceğini ve 2050’ye kadar yılda 11 milyar dolarlık Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla sağlayacağını tahmin ediyor.
Dünya, Paris Anlaşması’nın hedefleri doğrultusunda fosil yakıtlardan uzaklaşırken, Almanya ve Japonya gibi büyük ekonomik güçler Avustralya’yı potansiyel bir hidrojen kaynağı olarak görüyor.
Almanya, yerel bir hidrojen endüstrisi geliştirmek için 15 milyar Avustralya doları ayırdı ve Avustralya ile ortak bir fizibilite çalışması yapmak için anlaştı.
Avrupa Komisyonu da kısa süre önce yeşil hidrojeni kıtanın 2050 yılına kadar “iklim nötrlüğüne” ulaşma hedefinin merkezine yerleştiren bir strateji başlattı.