Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü, Uluslararası Deniz Aşırı Kalkınma Enstitüsü ve Uluslararası Petrol Dönüşümü bugün, G20 Ülkelerinin Fosil Yakıt Karnesi başlıklı bir rapor yayımladı.
Rapora göre, Türkiye 2017-2019 yılları arasında, petrol, doğal gaz ve kömür üretimi ve tüketimi için yılda ortalama en az 6,8 milyar dolar finansman sağladı.
Türkiye, devlete ait girişimleri ve kamu finansmanını da içeren ve fosil yakıtlara yönelik tüm temel kamu desteği biçimlerini kapsayan bir dizi göstergeye göre, diğer büyük ekonomilerle karşılaştırıldığında 11. sırada yer alıyor.
Rapor, G20 hükümetlerinin fosil yakıtlara sağladığı desteğin 2014-2016 yılları arasındaki harcamaya kıyasla yalnızca yüzde 9 düşüş göstererek, son üç yılda yıllık 584 milyar ABD dolarına ulaştığını ortaya koyuyor.
Ancak Energy Policy Tracker tarafından haftalık olarak izlenen bu durum, 2014 ve 2019 yılları arasında yaşanan ilerlemenin, hükümetlerin COVID-19 krizine yönelik sağladığı kamu finansmanıyla sıfırlanacağına işaret ediyor.
Enerji dönüşümü için önemli bir zamanda yayınlanan bu rapor, Çin’in, Japonya’nın ve Güney Kore’nin net sıfır emisyon planları açıklamalarının ardından, dünyadaki kömür kullanımının üçte ikisinin ve CO2 emisyonlarının neredeyse yarısının ulusal veya bölgesel ölçekte net sıfır hedeflerle sınırlandırıldığı görülüyor.
Avrupa Birliği’nin 1,82 trilyon avroluk uzun vadeli bütçesinin yüzde 30’unu iklim harcamalarına ayırmayı hedeflemesiyle, dünyanın en büyük ekonomilerinden birçoğunun sürdürülebilir, dayanıklı ve temiz enerjiye dayalı sistemleri finanse etme olanağı bulunuyor.
Oxford Üniversitesi, Uluslararası Enerji Ajansı ve IMF’nin hazırladığı yeni çalışmalar, yeşil politika önlemlerini değerlendiriyor ve bu önlemlerin GSYİH gibi esneklik sunmayan ekonomik kriterler de dahi geleneksel teşviklerden daha iyi performans gösterdiğini ortaya koyuyor.
Enerji Politikaları Takibi Analisti Bengisu Özenç, “Hükümetlerin iklim değişikliği riskleri karşısında fosil yakıt teşviklerini azaltmak yönünde vermiş olduğu sözleri tutmadığı, COVID-19 gibi akut bir krizle birlikte ise bu konunun ikinci plana atılmış olması, politika tasarımlarında uzun vadeli planlama vizyonuna halen erişememiş olduğumuzu gösteriyor.
Vatandaşların kamu kaynaklarının hangi alanlara harcandığına ilişkin bilgiye sahip olması, karar vericilerin aldıkları kararlarla ilgili hesap verebilir olması anlamına geldiğinden, karbonsuz bir ekonomiye geçişteki en önemli ilkelerden bir tanesi ‘şeffaflık’. Türkiye’nin fosil yakıtlara sağladığı yüksek ölçekli desteğin yanında, şeffaflık açısından da en alt sırada yer alması geçişi geciktireceği gibi, atılacak adımların inandırıcılığına da darbe vuracaktır. Bu nedenle kamuoyu ile paylaşılan verilerin açıklığı ve sürekliliği, ve politika iletişimi üzerinde hassasiyetle durulmalıdır.” dedi.
Yedi gösterge kullanıldı
Araştırma kapsamında yedi adet gösterge kullanılıyor. Bu göstergeler arasında şeffaflık, verilen taahhütler, kömür, petrol ve doğal gaz sektörlerine aktarılan kamu fonları, fosil yakıta dayalı elektrik (üretim ve tüketim) ve finansmanın zaman içinde ne şekilde değiştiği yer alıyor.
Değerlendirme kapsamındaki ülkelerin büyük kısmında son üç yılda kaydedilen ilerleme, uzmanlar tarafından “zayıf” ya da “çok zayıf” olarak nitelendiriliyor. Bununla birlikte raporda, hiçbir G20 ülkesinin, Paris Anlaşması’nın hedefleriyle paralel şekilde “iyi ilerleme” kaydetmediği ortaya konuluyor.
G20 bünyesindeki Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üye ülkeleri arasında, Almanya fosil yakıt finansmanının aşamalı olarak sonlandırması kategorisinde en iyi performansı gösterirken, Meksika, Türkiye ve İngiltere en son sırayı paylaşıyor.
OECD üyesi olmayan G20 ülkeleri arasında en yüksek puanı Brezilya alırken, son sırada Suudi Arabistan geliyor.
En yüksek puan alan ülke Almanya
En çok puan alan Almanya, şeffaflık, güçlü taahhüt sunma, petrol ve doğal gaz üretimi ve fosil yakıt kullanımı kategorilerinde nispeten daha düşük puan alıyor.
Ülkenin fosil yakıtlara verdiği destek, 2014-2016 yıllarına göre yüzde 35 düşüş kaydediyor. Brezilya’nın nispeten iyi olarak nitelendirilebilecek performansı; kömür üretimine, fosil yakıta dayalı elektriğe, tüketime ve kömür üretimine düşük destek verilmesine ve devlet kurumlarının fosil yakıt yatırımlarındaki azalmaya dayalı olarak gerçekleşiyor.
Öte yandan, İngiltere ve Türkiye, şeffaflığın olmaması ve fosil yakıt kullanımına yönelik önemli teşvikler nedeniyle düşük sıralarda yer alıyor. Meksika, petrol ve doğal gaz üretiminin yanı sıra, fosil yakıtlara dayalı elektrik üretimine yoğun destek sağlıyor. Araştırmacılar, Suudi Arabistan’ın, çoğunlukla devlete ait büyük işletme harcamaları ve düşük tüketici fiyatları yoluyla, petrol ve doğal gaz üretimini ve fosil yakıtlara dayalı elektrik üretimini önemli ölçüde desteklemeye devam ettiğini ortaya koyuyor.