Pakistan Başbakanı İmran Han, Birlemiş Milletler (BM), İngiltere ve Fransa’nın ev sahipliğinde 12 Aralık tarihinde düzenlenen, İklim Zirvesi’nde ülkesinin “artık kömüre dayalı bir güce sahip olmayacağını” duyurdu.
Bu adımın şimdiye kadar yerli kömür rezervlerinden yararlanmayı ve 2047 yılına kadar 38 bin MW’lık kömür yakıtlı güce ulaşmayı planlayan bir ülke için oldukça önemli olduğunu belirten Enerji Ekonomisi ve Finansal Analiz Enstitüsü (IEEFA) Enerji Finansmanı Analisti Simon Nicholas, IEEFA’nın resmi internet sitesinde kaleme aldığı yazısında,
“Açıklamanın henüz inşaatına başlanmamış mevcut kömür projelerinin iptal edileceği veya mevcut boru hattına yeni kömür tekliflerinin eklenmeyeceği anlamına gelip gelmediği henüz belli değil.” diyor.
Her iki durumda da, Pakistan’ın en son uzun vadeli enerji planı olan “Gösterge Niteliğindeki Üretim Kapasitesi Genişletme Planı”nın (IGCEP) güncellenmesi gerekeceğini dile getiren Nicholas’a göre,
“Nisan 2020’de yayımlanan IGCEP’ye göre, 2030 ile 2047 arasında 27 GW yeni kömürle çalışan kaynak eklenecekti. Şimdi bu teklif düşürülmüş görünüyor.”
“Gelişmekte olan bir ülke olsa da termik santralleri kapatabilir”
Pakistan’ın, artan enerji talebiyle gelişmekte olan bir ülke olmasına rağmen, daha fazla termik santral olmadan kolaylıkla enerji ihtiyacını karşılayabileceğini vurgulayan Nicholas,
IGCEP’nin Temel Durum Senaryosu’na göre, 2030 yılına kadar faaliyete geçmesi beklenen ithal kömürle çalışan 5,3 GW’lık termik santrallerin kullanımının yüzde 14 olacağını söylüyor.
Nicholas, bu senaryoya göre kömür santrallerinin, çoğu zaman atıl haldeyken kendilerine çok cömert kapasite ödemeleri yapılmadan ticari olarak bu kadar düşük bir kullanım oranında çalışamayacaklarını belirtiyor.
Pahalı kömür enerjisinden ve kapasite fazlasından kaçınma fırsatı
Aşırı kapasiteden kaçınmanın, Pakistan’ın pahalı elektrik tarifelerinden kurtulmasının anahtarı olduğunu dile getiren Nicholas,
“Termik santrallere, kullanılıp kullanılmadığına bakılmaksızın kapasite ücreti ödeniyor. Şu anda Pakistan’da kapasite ödemeleri hızla artıyor ve bu da enerji üretiminin birim başına maliyetinin yükselmesine katkıda bulunuyor. Bu, zaten yüksek olan kömür maliyetini artırıyor.” diyor.
Rüzgâr ve güneş en ucuz kaynak
Rüzgâr ve güneş enerjisinin hâlihazırda Pakistan’daki yeni enerji üretiminin en ucuz kaynağı olduğunu söyleyen Nicholas, ülkenin enerji güvenliğini de artırabilecek bu teknolojilere odaklanmasının daha iyi olacağına dikkat çekiyor.
Pakistan Başbakanı İklim Zirvesi’nde yaptığı açıklamada, ülkenin 2030 yılına kadar enerji kapasitesinin yüzde 60’ını yenilenebilir enerjiden karşılamayı hedeflediklerini belirtmişti.
IGCEP ile hâlihazırda rüzgâr, güneş ve hidroelektrik için sağlanan katkılar, 2030 yılına kadar kapasitenin yüzde 59’una ulaşılacağını gösteriyor. Bu nedenle duyurunun bu kısmı yeni bir taahhüt değil.