Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-Türkiye) ve Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFİA) tarafından hazırlanan “Yenilenebilir Enerji Çağında Kömürün Fizibilitesi: Hunutlu Termik Santrali Örneği” raporunda, kömür yatırımlarının neden artık kar getirmediği incelendi.
Çalışmaya göre, tüm dünyada temiz enerjiye geçiş dönemi yaşanırken, son 11 yılda güneş enerjisi maliyetleri yüzde 90, rüzgâr enerjisi maliyetleri yüzde 70 düşüş gösterdi. Kömürlü termik santralleri maliyetlerinde ise aynı dönemde yüzde 1 artış görüldü.
Fiyatlardaki bu gelişmeler neticesinde, 2000’li yılların başından itibaren kesintisiz bir artış eğiliminde olan kömür talebi, 2015’ten sonra düşüşe geçti. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının etkisiyle bu düşüşün kalıcı hale gelmesi beklenirken, ülkelerin kömürden vazgeçme politikaları kapsamında 2025’e kadar 275 GW kapasitenin devreden çıkacağı öngörüldü.
638 milyar dolarlık yatırım atıl kalabilir
Rapora göre, iklim değişikliğiyle mücadele planları çerçevesinde kömürlü termik santraller başta olmak üzere karbon yoğun yatırımların gelecek dönemde karşılaşılması muhtemel yasal düzenlemelerle atıl varlık haline gelme riski bulunuyor. Kömür yatırımlarının atıl kalma riski, yenilenebilir enerji ve doğal gaz yatırımlarının rekabet gücü nedeniyle de artıyor.
Şu anda dünyada inşasına başlanmış ya da planlanmış 449 GW yeni kömürlü termik santrale yönelik 638 milyar dolarlık yatırımın tamamının atıl kalabileceği hesaplanıyor. Ayrıca, toplamda 143 uluslararası finans kurumu, banka, fon ve varlık yönetici şirketin kömürden tamamen çıkma ya da yatırımlarını sonlandırma yönünde taahhüdü bulunuyor.
30 yıllık ekonomik ömrü boyunca yatırım maliyetini karşılayamıyor
Raporda incelenen inşaat halindeki 1320 MW kapasiteli ve Çin yatırımı Hunutlu Termik Santrali’nin yatırım maliyetinin 1,7 ila 2,1 milyar dolar arasında olacağı öngörülüyor.
Yatırım maliyetinin 1,7 milyar dolar olması ve sorunsuz bir işletme süreci yaşanması durumunda, projenin işletmeye girdikten ancak 26 yıl sonra yatırımını geri ödeyebileceği hesaplanıyor. Bu maliyetin 2,1 milyar dolar olması halinde ise santralin 30 yıllık ekonomik ömrü boyunca yatırımı geri ödeyemeyeceği hesaplanıyor.
Santralde kullanılacak ithal kömürün ısıl değerinin ÇED raporundaki üst limitten alındığı senaryoya göre ise santralin işletmeye girdikten 21 yıl sonra yatırımı geri ödeyebileceği tahmin ediliyor.
WWF Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli, çalışmaya ilişkin yaptığı değerlendirmede, son 11 yılda yenilenebilir enerji maliyetlerinin ciddi oranda azaldığını belirterek, “Ancak kömürlü termik santrallerin elektrik üretim maliyetinin yüzde 1 arttı. Kömürden çıkış senaryolarının artarak tartışıldığı bir ortamda, yeni kömürlü̈ termik santrallerin inşası çevresel etkilerinin yanı sıra ekonomik açıdan da çelişkili bir yaklaşım olarak karşımıza çıkıyor. Karbonun fiyatlandırıldığı ve küresel finans akışlarının yön değiştirdiği günümüz koşullarında yeni santral yatırımlarının finansal açıdan da atıl hale gelmesi bekleniyor.” ifadelerini kullandı.
Pasinli, yenilenebilir enerji kaynaklarının maliyet avantajı ve istihdam potansiyelinin göz önünde bulundurulması gerektiğini kaydederek, “Ülkemizin doğasını korurken ekonomisini de güçlendirmek için küresel eğilimlerin gerisinde kalmamalıyız.” değerlendirmesinde bulundu. (AA)