16 Ağustos 2022’de ABD Başkanı Joe Biden, ülkenin temiz enerji dönüşümüne 369 milyar ABD doları yatırım yapmak üzere Enflasyonu Düşürme Yasasını (Inflation Reduction Act, IRA) imzalamıştı. Bir yıl sonra, bu yasa ABD’de temiz enerji ve ulaşım sektörü istihdamında, üretimde ve yenilenebilir enerji projeksiyonlarında bir artışa yol açarken, diğer ülkelerin yeşil sanayi politikalarını hızlandırmasıyla küresel bir ‘zirve yarışı’ başlattı.
Analizler, ABD’nin dönüm noktası niteliğindeki iklim politikasından kaynaklanan ilerlemeleri ortaya koyuyor.
ABD’nin emisyon azaltım hızının iki katına çıkarılmasıyla, her ne kadar 2030 Paris taahhüdünün altında kalacağı ön görülse de, 2030 yılına kadar emisyonların yüzde 42 oranında azaltılması olası görünüyor.
Temiz enerji kullanımının artırılmasıyla, enerji sektörünün 2035 yılına kadar yüzde 63-87 oranında sıfır ve düşük emisyonlu kaynaklardan oluşacağı tahmin ediliyor. 2022 ve 2027 yılları arasında ABD’nin yıllık rüzgâr ve güneş PV kapasitesi ilavelerinin yüzde 75 oranında artacağı belirtiliyor. Bloomberg de ABD’deki rüzgâr enerjisi konusunda iyimser: IRA’nın ardından ABD’nin “2030 yılına kadar kümülatif kurulu rüzgâr kapasitesini iki katına çıkaracağını ve şu an ile on yılın sonu arasında 111 GW kara kapasitesi ekleyeceğini” tahmin ediyor.
ABD deniz üstü rüzgâr yatırımları 2022‘de bir önceki yıla göre üç katına çıkarken, Güneş Enerjisi Endüstrileri Birliği ve Wood Mackenzie sadece güneş enerjisi sektöründeki yatırımların önümüzdeki on yıl içinde üç katına çıkarak 200 milyar dolardan 600 milyar dolara ulaşacağını öngörüyor.
Dokuz araştırma ekibi tarafından yapılan bir analiz, yüzde 22 – yüzde 43 referans senaryosuna kıyasla, IRA’nın bir sonucu olarak elektrikli araçların 2030 yılına kadar yeni hafif hizmet araç satışlarının yüzde 32 – yüzde 52’sini oluşturacağını öngörüyor. ABD üretiminin toplam yatırımlarının yaklaşık üçte biri, büyük ölçüde elektrikli araç pilleri ve güneş PV hücreleri için Güney Kore’den geldi. Güney Kore merkezli Hyundai, IRA’nın kabulünden sonra Georgia’da, inşa edildiğinde Kuzey Amerika’daki pazar talebini karşılamak üzere yılda 500 bin araç üretecek yeni bir fabrika kuracağını duyurdu.
IRA’nın yürürlüğe girmesinden bu yana, temiz enerjiye yapılan yatırımlarla 170 binden fazla yeni iş imkanını yarattı. Massachusetts Amherst Üniversitesi, IRA’dan kaynaklanan yatırımların önümüzdeki on yıl boyunca yılda ortalama 912 bin yeni iş yaratacağını tahmin ediyor. Bu rakam 2032 yılına kadar temiz enerji dağıtımı ve üretimi, şebeke modernizasyonu ve kırsal elektrik kooperatifi kredileri ile toplamda yaklaşık beş milyon yeni ABD işi anlamına gelecektir. Princeton Üniversitesi ve Dartmouth Üniversitesi tarafından yapılan çalışmalar da benzer bulgulara ulaştı ve IRA’nın 2035 yılına kadar sadece şebeke ölçekli güneş enerjisi ile ilgili yaklaşık 1,3 milyon ek iş talebini teşvik edeceğini tahmin ediyor.
Özel şirketler elektrikli araç, batarya, rüzgâr ve güneş enerjisi üretimini artırmak için ülke çapında 100’e yakın yeni veya genişletilmiş üretim tesisi kurduklarını açıkladılar ve yabancı şirketlerden gelen fonlar bu gelişmenin önemli bir parçası oldu.
Enflasyon Azaltma Yasası’nın kabulü ve temiz enerji üretimine yönelik sübvansiyonlarıyla ABD, yeşil hidrojen, deniz üstü rüzgâr üretimi, alüminyum ve yeşil çelik gibi küresel temiz teknoloji fırsatları için hızla artan bir rekabet gücü haline geldi. IRA kaynaklı üretim patlaması ve endüstri vergi kredileri istihdam yaratmanın ötesinde ABD endüstrisini küresel olarak maliyet açısından daha rekabetçi hale getiriyor. Bu durum, diğer büyük ekonomilerin de değişen küresel temiz enerji ekonomisinde sektörlerinin rekabetçi kalmasını sağlamak için benzer yaklaşımları benimsemesiyle küresel bir ‘zirve yarışı’ başlattı.
IEA, ABD’de üretim vergi kredilerinin tam olarak kullanılmasının, güneş enerjisi üretiminin tüm segmentlerini şu anda Çin’de bulunan en düşük maliyetli üreticilerle maliyet eşitliğine getirebileceğini öngörüyor. Dartmouth College ve Princeton’daki araştırmacılar tarafından yapılan bir başka analiz, üretim vergisi kredisinin tüm güneş enerjisi tedarik zinciri boyunca ABD’de üretilen bileşenleri ithalattan daha ucuz hale getireceğini öne sürüyor. IRA’dan önce, bu parçaların ABD’de üretilmesi her bileşen için daha pahalıydı (benzer bir bulgu McKinsey tarafından da yapıldı). IRA vergi kredilerinin de kara ve açık deniz rüzgâr bileşenlerini yurt içinde üretmeyi ithal etmekten daha ucuz hale getirmesi muhtemeldir. ABD ‘de üretilen yeşil hidrojenin ise Çin’de üretilenden daha rekabetçi olacağı öngörülüyor.