Dünyada çeliğe olan talep uzun süredir olduğu gibi artmaya devam ederken, dünyadaki çeliğin çoğu, yer altından çıkarılan ve daha sonra fosil yakıt kullanılarak demire dönüştürülen işlenmemiş demir cevherinden üretiliyor. Bu sebeple çelik sektörü, dünyadaki tüm endüstriyel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 28’ini ve tüm iklim ısınmasına neden olan emisyonların yüzde 7-9’unu üretiyor.
Küresel ısınmanın 1,5 derecenin altında sınırlandırılıp sınırlandırılamayacağı konusunda çelik sektörü belirleyici bir rol oynarken, emisyonları en aza indirecek teknolojik çözümler halihazırda mevcut ancak iklim değişikliğini hızlandıran kömür bazlı üretime yatırımlar hâlâ devam ediyor.
Çelik üretiminden kaynaklanan emisyonları en aza indirmek için çelik üreticilerinin mevcut kömür yakan yüksek fırınlardan elektrik ark ocaklarına geçmesi gerekiyor. İhtiyaç duydukları elektriğin de rüzgâr ve güneş enerjisi gibi düşük emisyonlu yöntemlerle üretilmesi gerekiyor.
Temiz Enerji Haber Portalı olarak çelik sektörüne odaklandığımız dosya konumuzun üçüncü bölümünde, Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Teknik İşler Direktörü Hasan Akbulut ile dünyada ve Türkiye’de çelik sektörünü ve sektörün karbonsuzlaşma sürecini konuştuk. Akbulut, Türkiye’nin çelik sektöründe dünyanın önde gelen ülkelerinden olduğunu belirterek, “AB Türkiye için önemli bir pazar. Bu nedenle bizim SKDM’ye uyum gösterip, emisyonlarımızı azaltarak rekabetçiliğimize devam ediyor olmamız ve bunu sağlamak için de her türlü yatırımı yapıyor olmamız lazım. Bu yatırımlar için de finansmana erişim probleminin çözülmesi gerekiyor.” dedi.