Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) G7 için hazırladığı ve şehirlerdeki emisyonların azaltılmasının dünyanın enerji ve iklim hedeflerine ulaşması açısından “zorunlu” olduğunu savunan yeni raporuna göre, COP28’de belirlenen hedeflere ulaşmak için şehirlerin enerji verimliliği gibi alanlardaki hedef seviyelerini yükseltmeleri gerekiyor.
Şehirler şu anda küresel enerji tüketiminin yaklaşık dörtte üçünü ve sera gazı emisyonlarının yüzde 70’ini oluşturuyor ve katkılarının artması bekleniyor. Buna rağmen beş şehirden yalnızca biri net sıfır emisyona ulaşma hedefi belirledi. IEA’ya göre, az sayıda şehir sürdürülebilirlik ve karbondioksit (CO2) azaltma hedeflerini hızlandırırken, daha fazlasının öne çıkması gerekiyor.
Şehirler büyüyüp gelişmeye devam ederken, 2050 yılına kadar kentsel büyüme Almanya, İtalya ve Japonya’nın toplam arazi alanının eklenmesine eşdeğer olması bekleniyor. IEA’ya göre özellikle sıcak hava dalgaları sırasında şehirler büyüdükçe ve nüfus yoğunluğu arttıkça iklim değişikliği de yeni zorluklar ortaya çıkarıyor. Örneğin, en sıcak bölgelerde, elektrik tüketimi ılık aylara kıyasla sıcak aylarda iki katına çıkabilir; soğutma, en yüksek elektrik talebinin yüzde 70’inden fazlasını oluşturur. Bu durum, şehirlerde enerji sektörünün artan elektrifikasyonuna ek olarak, daha fazla insanın ısı pompası ve elektrikli arabalar gibi teknolojileri kullanması nedeniyle elektrik dağıtım altyapısı üzerinde baskılar yaratıyor.
Rapor, elektrik ağlarını daha esnek hale getirenler de dahil olmak üzere dijital çözümlerin yardımcı olabileceğini ortaya koyuyor. Ancak daha büyük yatırımlara ihtiyaç var. Küresel net sıfır yolunda, dünya çapında şebekelere yapılan yıllık yatırımın 2030 yılına kadar iki kattan fazla artarak 750 milyar ABD dolarına ulaşması gerekiyor. Harcamaların yaklaşık yüzde 75’inin, sistem verimliliğini artırmak ve daha karmaşık elektrik ve veri akışlarını yönetmek için şehirler de dahil olmak üzere dağıtım şebekelerinin genişletilmesine, güçlendirilmesine ve dijitalleştirilmesine ayrılması gerekecek.
IEA, planlamanın önemine dikkat çekerek, yanlış planlamanın risklerine karşı da şehirlere uyarıda bulunuyor. Rapora göre, planlama zaman çizelgelerinin daha iyi uyumlandırılması, elektrik kesintisi riskini azaltmak ve yenilenebilir kaynaklar, elektrikli araç şarj cihazları, işletmeler ve konut geliştirmeleri için yeni elektrik bağlantıları için birikmiş iş yükünü azaltmak açısından önemli. Yanlış planlamanın yenilenebilir enerjinin dağıtımını geciktirebileceği, enerji verimliliğini artırma çabalarını kısıtlayabileceği ve tüketiciler için daha yüksek elektrik maliyetlerine yol açabileceği belirtiliyor. Karar alma için verilere erişimin ve verilerin kullanımının iyileştirilmesi, aynı zamanda enerji ve iklim hedeflerinin daha hızlı ve daha hedefe yönelik uygulanmasını destekleyecek ve şehir ve enerji sistemi planlamasının uyumlu hale getirilmesine yardımcı olacaktır. Dijital çözümler ve sistemler, yüksek yoğunluklu ortamların ölçek ekonomisi yarattığı, altyapıyı optimize edip yeni fırsatlar yaratabildiği şehirlerde özellikle güçlü olabilir.
Rapora göre, bağlı sensör ve cihazların sayısının 2030 yılına kadar keskin bir şekilde artması bekleniyor. Rapor, G7 ülkelerinin daha fazla uluslararası işbirliği yoluyla yeniliği teşvik etmedeki rolünü vurguluyor. Ölçeklenebilir pilot projeler için şehir düzeyinde kolaylaştırıcı ortamlar yaratılmasını öneriyor ve entegre şehir ve enerji sistemi planlamasının – gelişmiş veri paylaşımıyla birlikte – elektrik güvenliğini korumak ve temiz enerjiye geçişte insanlara öncelik vermek için çok önemli olduğunu belirtiyor.
Raporda ayrıca Brezilya, Kolombiya, Hindistan ve Fas’ta Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından yürütülen ve enerji yönetimini iyileştirmek, uygun maliyeti artırmak ve şebeke esnekliğini yönetmek için gelişmiş dijital teknolojilerden yararlanan 3DEN pilot projelerinin değeri de araştırılıyor.
Ulusal politika yapıcılar şehirlerde güvenli temiz enerji geçişini en iyi şekilde nasıl sağlayacaklarını düşünürken, rapor onlara dikkate almaları gereken dört ana tema öneriyor:
- Geleceği inşa etmek için insanları politika oluşturmanın merkezine yerleştirmek
- Izgaraların amaca uygun olmasını sağlamak için veri odaklı entegre planlamanın desteklenmesi
- Destekleyici bir ortam yaratmak için belirli odak alanlarına hitap etmek
- Güçlendirilmiş uluslararası işbirliğini geliştirmenin faydalarını takip etmek