Almanya’nın Bonn kentinde ara dönem iklim görüşmeleri sona ererken, Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü (International Institute for sustainable Development, IISD), dünyanın en büyük 20 fosil yakıt üreticisi ülkesinin (FF20) en son Ulusal Katkı Beyanları (NDC’leri) üzerine derinlemesine bir analiz yaptı.
Türkiye’nin de içinde yer aldığı bu ülkeler, küresel kömür üretiminin yüzde 93’ünü, petrolün yüzde 80’ini ve gazın yüzde 77’sini gerçekleştiriyor. Yayınlanan rapor, fosil yakıt üretiminde ülkeler arasındaki uçuruma dikkat çekiyor: FF20’nin üçte biri NDC’lerinde fosil yakıt üretiminden hiç bahsetmezken, altısı üretimi sürdürmeyi hatta arttırmayı planlıyor. Sadece, kömür üreticileri Almanya ve Polonya’yı temsil eden AB, üretimi azaltma yolunda ilerliyor. Türkiye’nin Ulusal Katkı Beyanı’nda, emisyon azaltım hedefleri, fosil yakıtlardan uzaklaşmaya hiç değinmeden, sadece verimlilik ve yenilenebilir yatırımlarından bahsediyor. Aksine, güncellenmiş ulusal Katkı Beyanı’nda referans olarak verilen, enerji sektörü için birincil kılavuz politika belgelerinden Türkiye Ulusal Enerji Planı’nda kömür yatırımlarının artırılması hedefleniyor.
Rapor, COP 28’deki küresel envanterin sonuçlarını yansıtmak için hükümetlerin NDC’lere ve uzun vadeli stratejilere dahil edebilecekleri beş unsuru tanımlıyor:
- Ulusal fosil yakıt üretimi, gelecekteki üretim planları, rezervler ve destek hakkında bilgiler.
- Fosil yakıt üretimini azaltmaya yönelik hedefler ve yollar. Bu, fosil yakıt üretimini hedeflenen bir tarihe kadar azaltma veya aşamalı olarak durdurma taahhüdü şeklinde olabilir.
- Fosil yakıt üretimini caydırmaya veya kısıtlamaya yönelik politikalar ve tedbirler, örneğin geliştirme moratoryumları, üretim ve ihracat sınırlamaları, üretim sübvansiyonlarının reformu ve çıkarma vergilerinin artırılması.
- Geçiş sürecinde çalışanları ve toplulukları desteklemeye ve ekonomiyi fosil yakıt üretiminden uzaklaştırmaya yönelik politikalar ve tedbirler.
- Eşitlik ve uluslararası destek ve işbirliği ile ilgili bilgiler.
IISD Politika Danışmanı Natalie Jones, “Bilim nettir: Paris hedeflerine giden hiçbir güvenilir yolda yeni fosil yakıt altyapısına yer yoktur ve fosil yakıt üretimi ve tüketimi hızla aşamalı olarak durdurulmalıdır. Fosil yakıt üreticisi ülkelerin iklim planlarını dünyanın acilen ihtiyaç duyduğu şeylerle uyumlu hale getirmelerinin zamanı gelmiştir.” açıklamasını yaptı.
IISD Politika Danışmanı Paola Yanguas Parra, “Fosil yakıtlardan uzaklaşmayı kabul etmiş bir dünyada, madencilik ve sondaj yapmaya devam eden üreticiler piyasa şoklarına karşı savunmasızdır. NDC’ler ve uzun vadeli stratejiler, düzenli bir geçişe rehberlik etmek ve alternatif büyüme sektörlerine yatırım çekmek için kullanılabilir.” dedi.
Avrupa İklim Eylem Ağı, Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Özlem Katısöz, Türkiye’nin iklim hedefi ve fosil yakıt politikalarına dair şöyle değerlendirmelerde bulundu: “Fosil yakıtlardan kurtulmayı öngörmeyen Türkiye’nin Ulusal Katkı Beyanı, iklim hedefinden ziyade göstermelik bir hamle niteliğinde. 2053 net sıfır emisyon vizyonunu başarmak isteyen bir Türkiye için fosil yakıtların tüketimini sıfırlayan bir iklim hedefine ve buna uyumlu uygulamalara ihtiyacımız var. “Türkiye, 2053 net sıfır vizyonunu tehlikeye atmamak için Afşin-A Termik Santralini yeni ünitelerle büyütme ya da Muğla’nın Milas ilçesindeki Yeniköy-Kemerköy Termik Santrallerinin ömrünü uzatacak yeni kömür ocakları gibi yeni fosil projelerinden hemen vazgeçmeli”.