S&P Global Commodity Insights tarafından yayımlanan 2025 Enerji Görünümü raporu, enerji piyasalarının önümüzdeki yıl karşı karşıya kalacağı temel belirsizlikleri ve fırsatları ele aldı. Ukrayna ve Gazze’de süregelen çatışmalar, ABD ve Çin arasındaki gerilimin artması ve Donald Trump’ın başkanlık koltuğuna geri dönmesi, enerji piyasaları üzerindeki etkisi tahmin edilmesi zor değişkenler arasında öne çıkıyor.
Jeopolitik belirsizlikler ve enerji politikaları
Rapora göre, Donald Trump’ın ABD başkanlığına seçilmesiyle, ülkenin enerji ve iklim politikalarında önemli bir değişim yaşanması bekleniyor. Paris Anlaşması’ndan çekilme ve metan düzenlemelerinin zayıflatılması gibi adımlar gündemde olabilir. Bunun yanı sıra, Trump yönetiminin Çin’e uygulamayı planladığı gümrük tarifeleri, yalnızca iki ülkenin değil, küresel ekonominin de dengesini etkileyebilir.
Fosil yakıt talebinde artış ve emisyonlar
Rapora göre, temiz enerji arzı büyümeye devam etse de fosil yakıt talebi artışını dengelemek için yeterli değil. 2025 yılında fosil yakıt kullanımına bağlı karbon emisyonlarının yeni bir rekor seviyeye ulaşması bekleniyor.
S&P Global, toplam birincil enerji talebinin 2025 yılında günde sekiz milyon varil petrol eşdeğerinden fazla artacağını öngörüyor. Bu artışın büyük bir kısmı fosil yakıt talebine yansırken, temiz enerji kaynaklarının büyümesi henüz bu artışı dengeleyebilecek hızda değil.
Yapay zeka ve veri merkezlerinin etkisi
Yapay zeka teknolojilerinin hızla yaygınlaşması ve veri merkezi yatırımlarındaki artış, elektrik talebinde yeni bir dönemin habercisi. Veri merkezleri için elektrik talebinin 2030’a kadar her yıl yüzde 10-15 oranında artması ve bu sektörün toplam küresel elektrik talebinin yüzde 5’ine ulaşması bekleniyor.
Elektrik talebindeki bu hızlı büyüme, enerji arzındaki gecikmeler nedeniyle şebeke üzerindeki baskıyı artırabilir. Büyük teknoloji şirketleri temiz enerji yatırımlarına öncülük etse de, bu durum yerel enerji arzında fosil yakıt kullanımını artırabilir.
Nükleer enerjiye yeniden ilgi
Raporda, özellikle ABD’de nükleer enerjiye olan ilginin yeniden canlandığı vurgulanıyor. Teknoloji devleri Microsoft, Google ve Amazon’un nükleer enerjiye dayalı projelerle enerji portföylerini genişletme çabaları, bu dönüşümü destekleyen önemli adımlar arasında yer alıyor. Ancak, yeni projelerin yüksek maliyeti, nükleer enerjinin sürdürülebilirliği konusunda soru işaretlerini beraberinde getiriyor.
Çin’in temiz teknoloji yarışı ve Batı’nın mücadeleleri
Çin, temiz enerji teknolojilerinde lider konumunu güçlendirmeye devam ederken, ABD ve Avrupa yerli sanayilerini korumak adına Çin ekipmanlarına gümrük vergileri uyguluyor. Bu durum, Batı’nın emisyon azaltma hedeflerini gerçekleştirme konusunda zorluklarla karşılaşmasına neden olabilir.
Rapora göre, Çin’in yenilenebilir enerji üretimindeki hızlı büyümesi, kömür ve doğal gaz talebindeki artışı sınırlarken, elektrikli araç üretimi ve ihracatında sağladığı ilerleme ile petrol talebini azaltmayı başardı.
S&P Global Commodity Insights Eş Başkanı Dave Ernsberger, “2025 yılında piyasaları açıkça etkileyecek yeni teknolojik ve temel eğilimler var, ancak etkilerinin büyüklüğü belirsiz.” açıklamasını yaptı.
S&P Global’in 2025 Enerji Görünümü raporu, enerji piyasalarının yalnızca ekonomik ve teknolojik değil, aynı zamanda jeopolitik faktörlerin de etkisi altında şekilleneceğini ortaya koyuyor.