İngiltere’nin ev sahipliğinde düzenlenen “Enerji Güvenliğinin Geleceği Zirvesi”nin açılış konuşmasını yapan Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, dünyada temiz enerji yatırımlarının büyük bir ivme kazandığını belirtirken, bu dönüşümün yeni kırılganlık alanlarını da beraberinde getirdiğini ifade etti.
“Son yıllarda temiz enerji teknolojilerinde çarpıcı ilerlemeler kaydettik. Kurulan yeni enerji santrallerinin büyük çoğunluğu artık yenilenebilir kaynaklara dayanıyor, elektrikli araçlar hızla yaygınlaşıyor. Ancak bu dönüşüm, yeni bir bağımlılığı da beraberinde getiriyor.” diyen Birol, özellikle lityum, kobalt ve nadir toprak elementleri gibi kritik minerallere olan ihtiyacın arttığını söyledi.
Birol, bu minerallerin çıkarıldığı, işlendiği ve üretime aktarıldığı ülkelerde ciddi bir coğrafi yoğunlaşma olduğunu vurgulayarak, “Enerji güvenliğinde temel kuraldır: Bir kaynağın üretimi tek bir bölgeye yoğunlaşmışsa, risk büyüktür. Bugün kritik minerallerde tam da bu durumla karşı karşıyayız.” değerlendirmesinde bulundu.
Yeni risklere karşı ortak adım çağrısı
Kritik minerallerin tedarikinde yaşanabilecek aksaklıkların, gelecekte temiz enerjiye geçişi sekteye uğratabileceğine dikkat çeken Birol, ülkelerin bu konuda daha stratejik hareket etmeleri gerektiğini söyledi. “Kaynakların ve güzergâhların çeşitlendirilmesi, uzun vadeli öngörülebilirlik ve uluslararası iş birliği, enerji güvenliğini sağlamanın olmazsa olmazlarıdır.” diyen Birol, enerji alanında hiçbir ülkenin tek başına hareket edemeyeceğinin altını çizdi.
Zirvede konuşan İngiltere Enerji Güvenliği ve Net Sıfır Bakanı Ed Miliband ise, enerji güvenliğinin küresel güvenlik ve ekonomik istikrarla doğrudan bağlantılı olduğuna işaret etti. Uluslararası iş birliğinin gerekliliğini vurgulayan Miliband, “İklim değişikliğiyle mücadele ve enerji güvenliği birbiriyle iç içe geçmiş durumda. Bu zorlukların üstesinden birlikte gelebiliriz.” diye konuştu.