Ember’in “Türkiye Elektrik Görünümü 2024” raporuna göre, Türkiye, elektrik üretiminde tarihi bir dönüm noktasına ulaştı. Rüzgâr ve güneşten elde edilen elektrik üretimi, 2024 yılı itibarıyla ilk kez yerli kömürü geçti. Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Ember Türkiye ve Kafkaslar Bölge Lideri Ufuk Alparslan, bu gelişmenin Türkiye’nin enerji dönüşüm sürecinde kritik bir eşiği temsil ettiğini vurguladı.
“Yerli enerji denilince yıllardır akla ilk gelen yerli kömürdü. Ancak artık bu tanım değişiyor. Rüzgâr ve güneş enerjisi yeni yerli enerji kaynaklarımız.” diyen Alparslan, enerji politikalarında bu dönüşümün kalıcı olduğunu belirtti.
Alparslan, 2019’da yerli kömürün ulaştığı en yüksek üretim seviyesinin artık rüzgâr ve güneş tarafından aşıldığını hatırlatarak, “Her yıl yeni kapasite devreye giriyor. Yerli kömürde yeni yatırımlar yapılmıyor. Dolayısıyla yenilenebilir kalıcı olarak öne geçti.” dedi.
Güneş enerjisinde yüzde 39 oranında bir üretim artışı yaşandığını belirten Alparslan, yine de birçok Avrupa ülkesinin Türkiye’nin önüne geçtiğini söyledi.
Rüzgâr ve güneşteki artışın, ithal kaynaklı üretimi azalttığını vurgulayan Alparslan, “2024 itibarıyla doğal gazın elektrik üretimindeki payı yüzde 20’nin altına geriledi. Bu dışa bağımlılığın azalması açısından çok olumlu bir gelişme” açıklamasını yaptı.
Şebeke kısıtlarını aşmak için hibrit santrallerin önemli bir çözüm sunduğunu ifade eden Alparslan, “Hibrit santrallerle yeni bağlantı kapasitesi ihtiyacı olmadan üretim artırılabiliyor. Ancak şu an bu sistemler sıfırdan yatırım gibi değerlendiriliyor, bu yatırımcıyı zor durumda bırakıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Alparslan ayrıca batarya sistemlerinin de güneş ve rüzgârın üretimdeki dalgalanmasını dengelemek açısından önemli olduğunu belirterek, “Talebin düşük olduğu saatlerde bataryalar şarj edilip, ihtiyaç anında devreye alınabilir,” dedi.
Türkiye’nin 2035 yılına kadar güneş ve rüzgâr kurulu gücünü dört katına çıkarmayı hedeflediğini belirten Arslan, “Son iki yılda her yıl ortalama 4,5 GW kurulum yapıldı. Hedefe ulaşmak için yılda yaklaşık 5 GW gerekiyor. Bu ulaşılabilir bir hedef.” dedi.
Alparslan, Türkiye’nin çatı üstü güneş potansiyelinin 120 GW’ı aştığını belirterek, “Buna rağmen kurulum oranları çok düşük. Avrupa’da bu sistemler hızla yayılırken, bizde yüksek sübvansiyonlu elektrik tarifeleri ve karmaşık izin süreçleri kurulumları engelliyor.” dedi.
Alparslan, apartman tipi yaşamın yaygınlığı ve bireysel tüketiciye yönelik yasal kısıtların da bu alanın gelişimini engellediğini vurguladı.
Alparslan, şöyle devam etti: “Doğal gaz tüketimimizin yüzde 96’sı, kömürle elektrik üretimimizin yüzde 61’i ithal kaynaklardan sağlanıyor. Yerli kömürümüz de düşük kaliteli. Enerjide dışa bağımlılığı azaltmanın tek yolu rüzgâr ve güneş yatırımlarını hızlandırmak. 2035 hedeflerimiz iddialı ama ulaşılabilir. Şimdi bu hedefler için harekete geçme zamanı.”