SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi “COVID-19 sonrası Türkiye Ekonomisinin Canlanması ve İyileşmesi için Enerji Dönüşümünün Sunduğu Fırsatlar” başlıklı bir yazı yayımladı.
Elektrik tüketimi Türkiye’de de azaldı
Pandeminin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye enerji piyasalarında da benzer sonuçlar ortaya çıkardığı ifade edilen yazıya göre, Türkiye’de Nisan ayının ilk günlerinde elektrik tüketimi bir önceki senenin aynı ayına kıyasla yüzde 17 oranında azaldı.
Petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle başta enerji sektörü olmak üzere ekonomik yapının tümü etkilense de elektrik sektörü yatırımların devamı ve finansal sürdürülebilirlik açısından üzerinde en çok düşünülmesi gereken sektörlerden biri olarak gösteriliyor.
Küresel elektrik sektörüne her yıl 750 milyar dolardan fazla yatırım yapıldığı bilgisini veren SHURA’ya göre,
“Bunun büyük çoğunluğu yenilenebilir enerji ve altyapı yatırımları olarak ön plana çıkıyor. Enerji dönüşümünün enerji verimliliğiyle birlikte temel taşlarını oluşturan bu alanlardaki yatırımların sürekliliği için elektrik sektöründeki talep azalmasını ve bu durumun fiyatlara olan yansımasını doğru okuyabilmek gerekli.”
Mart ayı başından, Nisan ayının sonuna kadar geçen sekiz haftalık süreye bakıldığında Türkiye elektrik talebindeki bir sene önceye kıyasla düşüş, her hafta biraz daha artarak yüzde 1’lik bir farktan yüzde 18 gibi bir seviyeye ulaştı. Bu durumdan daha çok etkilenenlerse pahalı ithal kaynaklara bağımlı doğal gaz ve kömür santralleri oldu.
Yenilenebilir enerji yatırımcıları söz konusu olduğunda durum biraz daha farklı. Sektörün 2020 yılı içerisinde yapılmasını beklediği, ancak 2021 yılına ertelenmesi gündeme gelen iki ihale mevcut.
Birincisi, bu senenin ilk yarısında açıklanması beklenen güneş enerjisi mini YEKA ihaleleri. İkincisi ise Ekim ayına denk gelecek olan rüzgâr ön lisans ihaleleri.
Bu iki ihalenin bir an önce başlayıp sonlanmasının yatırımcıların ön görüsünü artırmak için önemli olduğuna dikkat çeken SHURA’ya göre, her iki ihalenin de farklı büyüklükte ve birden fazla yatırımcıyı çekebilecek olması, daha fazla piyasa oyuncusunu sektöre katabilme potansiyeli taşıyor.
SHURA Uzmanlarına göre, “Üreticiler içerisinde YEKDEM’in dolar bazlı satın alım garantilerinden yararlananların, COVID-19 döneminde daha az etkiyi almış oldukları öngörüldüğünde, Türk lirası bazlı yeni YEKA ihalesinin ve daha detayları açıklanmayan ancak Türk lirası bazında açıklanacağı ilan edilmiş olan yeni YEKDEM sisteminin yatırımcıları nasıl etkileyeceği ise yanıt arayan bir soru işareti.”
Öte yandan yatırımların finansmanı ise başka bir gündem konusu olarak ön plana çıkıyor. Zira ekonomik durgunluk, Türkiye’de bugüne kadar yenilenebilir enerji yatırımlarının yüzde 70’nin borçlanma yoluyla gerçekleştiği bir sektörde, finansman miktarlarında azalmaya neden olabilir.
Ekipman tedariki zinciri devam etmeli
SHURA’nın üzerinde durduğu bir diğer önemli konu ise ekipman tedariki. Projelerin zamanında teslim edilebilmesi için ekipman tedarik zincirinde aksama ve darboğazların olmaması gerektiğini ifade eden uzmanlar,
“COVID-19’un merkezi olan Çin aynı zamanda dünyanın en büyük rüzgâr ve güneş enerjisi ekipman üreticisi ve ihracatçılarından biri. Ülkede Şubat ayı boyunca üretime ara veren ekipman üreticilerine rağmen, sisteme eklenecek küresel güneş enerjisi kurulu güç talebinin beklenenden daha düşük olacağı öngörüsü, tedarik ile ilgili kısıtların bir nebze önüne geçecek gibi gözüküyor.” diyor
Rüzgâr enerjisinde ise tedarikçilerin arz açığını kapatmak için üretimlerini artırabilmeleri durumunda, sisteme eklenen yeni rüzgâr kurulu gücünün 2020 yılı sonunda rekor kırabileceği belirtiliyor.
SHURA’ya göre şu ana dek Türkiye’deki güneş ve rüzgar yatırımlarında, ekipman tedariki nedeniyle yaşanan sıkıntılar kısıtlı düzeyde kalsa da senenin kalan üç çeyreği düşünüldüğünde bu risk tamamıyla yok olmuş değil.
Esnek bir elektrik sistemi önemli!
2019 yılı sonunda Türkiye’nin yenilenebilir kaynaklardan elde ettiği elektriğin toplam tüketim içerisindeki oranı yüzde 44, bu tabloda rüzgâr ve güneşin payı ise yüzde 10 olarak görülüyor. Uzmanlara göre bu süreçte önemli olan, yenilenebilir kaynakların kesintili yapılarının, arz ve talep dengesini yönetebilecek kabiliyete sahip esnek bir elektrik sistemiyle desteklenmesi.
Türkiye şu ana kadar mevcut sistemin sağladığı esneklikten yararlanmış olsa da güneş ve rüzgârın payı arttıkça esneklik sağlanmasını gerektirecek yeni piyasa modelleri ve teknolojilerine ihtiyaç duyacağı ifade ediliyor.
“Enerji verimliliği ise enerji fiyatlarıyla doğrudan ilişkili”
Enerji verimliliğinin enerji fiyatlarıyla doğrudan ilişkisi olan bir yatırım alanı olduğu belirtilen yazıda,
“Türkiye’nin özellikle Ulusal Enerji Verimliliği Planı’nı uygulamada talep ve enerji fiyatlarındaki düşüş sebebiyle yaşanabilecek bir gecikme, başta ithal yakıtlara olan bağımlılık sorununun çözümünü de erteleyerek, enerji dönüşümünün sosyal ve ekonomik faydalarından yararlanılmasını kısıtlayacaktır.” ifadeleri yer alıyor.
Enerji sektöründe uzun vadeli bir enerji dönüşümü stratejisine olan ihtiyacın bugün daha fazla önem kazandığının altını çizen SHURA,
“Geleceğe dönük, detaylıca düşünülmüş, akılcı planlar olduğu takdirde ne düşük petrol fiyatları ne de COVID-19 gibi olumsuz etkiler, son 10 yılda yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği temelleri üzerine kurularak hız kazanmış enerji dönüşümünü durdurabilecektir. Toplum için daha temiz, daha az maliyetli ve tedarik açısından daha güçlü bir enerji sistemine geçiş gerekliliği en üst seviyede olan bir ihtiyaçtır.” diyor.
SHURA’ya göre durgunluk gösteren ekonomiye enerji sektörü açısından ivme kazandıracak öneriler ise şu şekilde:
- Türkiye’nin 2023 yılı hedeflerinin ötesinde, 11. Kalkınma Planı ile tutarlı ve 2030 yılına uzanan orta vadeli enerji dönüşümü hedef ve strateji planını ilgili tüm kamu, özel sektör ve sivil toplum paydaşlarıyla istişare ederek ortaya koyması
- Talep tarafında enerji verimliliği yatırımlarının hem elektrik hem de elektrik dışı sektörlerde yeni mevzuat ve iş modellerinin geliştirilmesiyle birlikte uygulanmasının sürdürülmesi
- Yeşil teşvik paketleri ve emisyon azaltıcı projelere finansman sağlayabilecek yeni finansman araçları ve modelleriyle enerji dönüşümünün hızlanması, planlanan yenilenebilir enerji ön lisans ve mini YEKA ihalelerinin gerçekleştirilmesi, başlamış olan yenilenebilir enerji projelerinin bir an önce tamamlanarak hayata geçirilmesi ve ekonomik durgunluk nedeniyle gecikmesi muhtemel projelerin bitirilmesi için ek süre tanınması
- Yatırımların etkili bir şekilde ve en düşük maliyetle hayata geçirilmesi için yeni YEKDEM’in bir an önce tanımlanması, kurumsal satış anlaşmaları ve yeşil enerji sertifikaları gibi iş modellerini hayata geçirecek düzenlemelerin nihai haline getirilip uygulanmaya başlanması
- İnşaat sektöründeki hareketlenmeyle bütünleşmiş, binalarda enerji verimliliği potansiyelinin dağıtık enerjiyle birlikte en üst düzeyde kullanılması, dağıtık enerji ve değer zincirinin getirdiği yeni istihdam ve toplumu kapsayıcı fırsatlarından yararlanılması
- Enerji dönüşümündeki gelişmeler ve ihtiyaçlarla orantılı bir şekilde iletim/dağıtım şebekesi altyapılarının iyileştirilmesi ve yeni yatırımların, depolama gibi kolaylaştırıcı teknolojiler geliştirilip elektrik piyasası ve elektrik tarife yapısında iyileştirmeler yapılarak, elektrik sistemine esneklik sağlayacak şekilde hayata geçirilmesi
- Enerji dönüşümü için gerekli olacak ekipmanların tedarik güvenliğini sağlayacak, aynı zamanda en verimli, yenilikçi ve düşük maliyetli ekipmanların ve bunların kullanımını destekleyecek yerli üretim teşviklerinin geliştirilmesi, araştırma ve geliştirme projeleri için enerji sektörüne sağlanan sübvansiyonların ve desteklerin enerji dönüşümünü destekleyecek alanlara kaydırılarak dengeli bir şekilde paylaştırılması
- Etkin ve verimli ulaşım altyapısı geliştirilmesi kapsamında yerli elektrikli aracın hayata geçirilmesi, elektrikli araç satışlarında yakalanan ivmenin hızlandırılması ve şarj altyapısı tahsisinin en optimum bölgelerde, şebekeye zarar vermeyecek şekilde araç piyasasıyla paralel geliştirilmesi
- Türkiye’nin küresel rekabetçiliğini ve ihracatını olumsuz etkileyebilecek karbon ve diğer benzeri vergilerin etkilerini en aza indirebilmek adına sanayi üretiminin enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve diğer düşük karbonlu teknolojilerle karbonsuzlaşmasına öncelik verilmesi