Sydney Teknoloji Üniversitesi, Sürdürülebilir Gelecekler Enstitüsü Araştırma Direktörü Sven Teske, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından yayımlanan Dünya Enerji Görünümü Raporu’nun (WEO) 2000 – 2020 yılları arasındaki durumunu değerlendirdi.
Teske IEA’yı, özellikle yenilenebilir enerji artışı projeksiyonu ve küresel ısınmayı sınırlandırmak için emisyonların azaltılma potansiyeli tasviri nedeniyle eleştiriyor.
IEA tarafından 20 yıldır hazırlanan WEO’ların geriye dönük analizini yapan Teske’ye göre, IEA fosil yakıtlar, karbon yakalama ve depolama ile nükleer enerji kapasiteleri ile ilgili iyimser bir tablo çiziyor.
Nükleer enerji kurulu gücü, 2011’de meydana gelen Fukushima felaketinden bu yana Japonya’nın nükleer santral rakamlarında sistematik olarak yüksek varsayıldı. 2016 gibi yakın bir tarihe kadar WEO’nun temel senaryosu, nükleer enerji kurulu gücünün 2020 yılında 450 GW’a ulaşmasını öngörüyordu. Teske’ye göre bu rakam, gerçekleşen 375 GW’ın oldukça üzerinde.
İnsanlığın kaderinin büyük kısmının emisyonların azaltılma hızına bağlı olduğu bir zamanda, IEA’nın enerji teknolojilerine dengeli bir yaklaşım sağlamasının zorunlu olduğunu belirten Teske,
“Karbon yakalama ve depolamanın 2020 yılındaki rolü, beklenen rolüne kıyasla yarıya indi. Karbon yakalama ve depolama teknolojisi, emisyonların sınırlandırıldığı bir dünya düzeninde, elektrik üretiminin kömür ve doğal gazın sürekli olarak kullanabilmesinin yolunu açıyor.” dedi.
Teske’ye göre, WEO’nun hazırlandığı ilk yıllarda oluşturulan merkezi senaryolar, rüzgâr ve güneş enerjisi teknolojilerindeki artışı önemli ölçüde hafife almıştı. Örneğin, karasal rüzgâr teknolojisi, yalnızca 2019’da kendi başına büyük bir elektrik üretim teknolojisi olarak kabul edildi ancak WEO’nu önceki versiyonlarında rüzgâr enerjisinin gücü daha az gösterilmişti.
IEA’nın 2020 Dünya Enerji Görünümü 2020’nin yayınlanmasından bir hafta önce, Reclaim Finance da “Küresel ısınmayı 1,5 ° C’nin altında tutmak için kaçınılması gereken beş tuzak” başlıklı bir yazı yayımladı.
Reclaim Finance’a göre şu ana kadar IEA, sivil toplum kuruluşları ve hatta yatırımcıların eleştirilerini görmezden geldi.