We Mean Business koalisyonu tarafından yürütülen çalışma kapsamında Cambridge Econometrics tarafından gerçekleştirilen yeni analiz, yeşil toparlanma programlarının gelir, istihdam ve Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) konularında normalleştirme planlarında öngörülen teşvik tedbirlerinden daha etkin olduğunu ortaya koyuyor.
Yeşil planlar, aynı zamanda emisyon azaltım konusunda katkı sağlıyor.
Araştırmaya göre, COVID-19 salgınının Avrupa Birliği’ne (AB) oluşturduğu maliyetin, GSYİH’nin yüzde 8 ila 9’una denk gelmesi öngörülüyor. Bu maliyetin yaklaşık yarısının 2030’a kadar gerçekleşmesi bekleniyor.
Modellemeye göre, Yeşil Kurtarma Planı, özellikle elektrikli araçları teşvik eden plan sayesinde uzun vadede GSYİH için en yüksek faydayı sağlıyor. Yenilenebilir enerji teşviklerinin etkisinin daha az olmasının nedeni, Avrupa’da hali hazırda yenilenebilir enerjinin üretilmesi olarak görülüyor.
Enerji verimliliği yatırımları ise, en kritik olan 2021-2023 dönemi boyunca önemli ekonomik faaliyet yaratıyor, ancak sonrasında biraz düşüş yaşaması nedeniyle genel olarak daha mütevazı bir etkiye sahip olduğu sonucuna varılıyor.
Modeldeki diğer yeşil politikaların tamamının istihdama katkısı, GSYİH için öngörülenler ile benzerlik gösteriyor. Ancak ağaç dikme programının daha büyük bir etkisi bulunuyor. Bu durumun, ağaç dikmenin yarattığı istihdamın, elektrikli araçların yarattığına kıyasla daha düşük nitelikli işçi gereksinimi olması sebebiyle gerçekleştiği belirtiliyor. Bu nedenle aynı miktardaki finansman, daha fazla istihdam yaratabiliyor.
Araştırma ayrıca ülkelere göre detaylı değerlendirmeler de içeriyor.
Almanya
Almanya’nın COVID-19 krizini göreceli olarak iyi yönettiği konusunda fikir birliği var. Ancak küresel ölçekte ihraç ettiği ve ülkeye yüksek katma değer yaratan ekipmana talebin düşmesiyle, ekonomisi zayıflamış durumda.
Yeşil Toparlanma Programı, KDV indirimine dayalı ekonomik kurtarma senaryosuna göre tutarlı şekilde daha etkin sonuç sağlıyor. Sunduğu kazanımların yaklaşık yüzde 80’i, hem Almanya’daki elektrikli araçların piyasa payını artırma potansiyelini, hem de diğer araçların başka ülkelere ihraç edilmesinin etkisini yansıtan elektrikli araç teşvik planından ve EV teşviklerinden sağlanıyor.
Ancak Almanya ölçeğindeki emisyon azaltımının yaklaşık yarısı yenilenebilir enerji teşviklerinden, yüzde 25’i ise enerji verimliliği kapsamında alınan önlemlerden sağlanıyor.
Polonya
Polonya ekonomisi COVID-19’dan, diğer birçok ülkenin ekonomisine göre daha az etkilendi. Ülkenin 2021’de etkin büyüme gidişatına dönmesi bekleniyor. Bununla birlikte araştırma kapsamında yürütülen modelleme çalışması, istihdamda yaratılan toparlanma hızının, GSYİH için aynı hızda olmayabileceğini öne sürüyor. Bu sebeple ekonomik teşvik sunulması için gerekli ortam bulunuyor.
KDV’ye dayalı ekonomik toparlanma senaryosu, Polonya ekonomisini neredeyse başlangıç noktasına döndürebilir. Bu vergiye dayalı toparlanma, Polonya’nın COVID-19 sebebiyle oluşan etkilerini neredeyse sıfırlayabilir. Yeşil Kurtarma Senaryosu ise, COVID-19’un tüm olumsuz etkilerini dengeleyerek, daha etkin sonuç sağlayabilir.
GSYİH ve istihdam kapsamında oluşan faydaların yüzde 70 ila 80’i elektrikli araçların teşvik programından sağlanıyor. Bu sonuç, elektrikli araçların yurt içinde kullanımının artmasıyla, otomobil ve parçalarının ihracatını yansıtıyor. Ağaç dikme programı, yaratılan istihdamın yaklaşık dörtte birini oluşturarak, önemli katkı sağlıyor.
İspanya
Modellemede yer alan her iki kurtarma senaryosu, COVID-19 başlangıç senaryosuna kıyasla önemli ölçüde fayda sağlıyor. Ancak Yeşil Kurtarma Senaryosu’nun yarattığı etki, “normalleşme ” planıyla kıyaslandığında, GSYİH’nin yaklaşık yüzde 1’ine denk gelen artı değerle, tutarlı artış gösteriyor.
Sonuçlar, yeşil toparlanmanın, önümüzdeki üç yıl içerisinde 400 bin kişiyi uzun vadeli işgücü piyasasına ekleyebileceğini gösteriyor. Diğer Avrupa ülkelerine benzer şekilde İspanya’da da en önemli GSYİH etkisi, elektrikli araçları teşvik eden programdan oluşuyor. Bu program, GSYİH artışının yaklaşık yüzde 60’ını ve istihdam artışının yüzde 50’sini oluşturuyor. Yenilenebilir enerji önlemleri ve elektrikli araçlar teşviklerinin birlikte ele alındığı önlemler, CO2 emisyonlarını, COVID’siz bir senaryoya kıyasla yüzde 20 azaltabilir.
Hindistan
Hem KDV hem de Yeşil Kurtarma senaryolarının 2021’de ivedilikle hayata geçecek faydaları bulunuyor. Ancak Yeşil Kurtarma Planı, 2030 yılına kadar COVID-19’un etkilerini tamamen dengeleyerek, GSYİH’de kalıcı artışla sonuçlanıyor.
GSYİH’ye (yüzde 79) ve istihdama (yüzde 64) en büyük katkı, elektrikli araçların alımını teşvik etmeye yönelik içten yanmaları motorların vakitlice hurdaya çıkarılmasını öngören plandır. Ağaç dikme programı, GSYİH’deki artışın yüzde 10’unu ve istihdam artışının yüzde 27’sini sağlayabilir.
Her bir politikanın CO2 emisyonlarını azaltmadaki katkısı farklılık gösteriyor. Hindistan’daki yoğun kömür kullanımının devamı sebebiyle, bazıları CNG’li araçların yerini alan elektrikli araçların yarattığı emisyon etkisi sınırlı görünüyor. Emisyon azaltımı, kömürlü termik santrallerde üretimin azalmasıyla sonuçlanan önlemlere dayanıyor. Dolayısıyla, emisyon azaltımının büyük bölümü, enerji verimliliği kapsamında alınacak önlemlerden ve yenilenebilir enerji teşviklerinden kaynaklanıyor. Ağaç dikme programı ise bunun üzerine yüzde 16 katkı sağlıyor.
Japonya
Japonya’nın ekonomisi, COVID-19’dan diğer birçok gelişmiş ülkeye kıyasla daha az etkilenmiş durumda. Bu sebeple, 2021’de GSYİH’nin bir miktar toparlanması bekleniyor ancak modellemenin sonuçları GSYİH’de kalıcı şekilde düşüş olduğunu gösteriyor.
Yeşil Kurtarma Programı’nın, harcamaları doğrudan ekonomiye yönlendirmesi nedeniyle, KDV indirimine dayalı plan ile kıyaslandığında daha etkin olduğu görülüyor. GSYİH’deki artışın yaklaşık üçte ikisi ve istihdamın %60’ı, elektrikli araçları teşvik etmeye yönelik plandan kaynaklanıyor.
Geriye kalan kazanımların büyük kısmı, yenilenebilir enerji teşviklerinden (yüzde 20) ve şebeke iyileştirmelerinden (yüzde 10) kaynaklanıyor. Enerji verimliliği kapsamında alınan önlemlerinin katkısı küçük ölçekli gerçekleşiyor. Japonya’da ağaç dikimi için arazi kısıtı bulunduğu varsayılıyor.
İngiltere
İngiltere ekonomisi COVID-19’dan önemli ölçüde etkilenmiş durumda ve kaybedilen üretimin telafisinin yavaş şekilde gerçekleşmesi öngörülüyor. Yeşil Kurtarma Planı, kısa ve uzun vadede GSYİH ve istihdamda oluşacak artış kapsamında daha etkin sonuçlanıyor. Benzinli araçların adım adım hurdaya çıkarılması programı kapsamında elektrikli araçlara geçiş, GSYİH’ye ve istihdama en büyük katkıyı sağlıyor. Bununla birlikte İngiltere, diğer Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında, yenilenebilir enerji teşviklerinden ve şebeke iyileştirmelerinden çok daha fazla katkı (yaklaşık yüzde 30) sağlıyor.
Yenilenebilir enerji teşvikleri, İngiltere’deki emisyon azaltımına en büyük katkıyı (yaklaşık yüzde 50) sağlıyor. Emisyon azaltımının yüzde 20’si enerji verimliliğinden sağlanıyor. Kalan emisyon azaltımının büyük bölümü elektrikli araçların kullanımındaki artıştan kaynaklanıyor.
ABD
ABD’nin ülke içindeki büyük ölçekli enerji sektörüne rağmen, Yeşil Kurtarma Programı daha iyi performans gösteriyor ve istihdam yaratmak açısından daha etkin olarak değerlendiriliyor.
GSYİH’ye ve istihdama sağlanan faydaların yarısından fazlası, elektrikli araçların kullanımındaki artıştan kaynaklanıyor. Benzinli araçların adım adım hurdaya çıkarılması programı, enerji verimliliği yatırımları ve yenilenebilir enerji teşviklerinin her birinin katkısı yaklaşık yüzde 25 olarak gerçekleşiyor ve yaratılan ekonomik faydanın yaklaşık yüzde 40’ını sağlıyor. Ağaç dikimi ise geri kalanı oluşturuyor.