Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) “2013-18 Yıllarında Gelişmiş Ülkelerin Sağladığı ve Harekete Geçirdiği İklim Finansmanı” başlıklı yeni bir rapor yayımladı.
Rapora göre, gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere 2017’de sağladığı 71,2 milyar dolarlık iklim finansmanı, 2018 yılında yüzde 11 artarak 78,9 milyar dolara ulaştı.
İklim finansmanı, iklim değişikliğini hafifletmek ve uyum eylemlerini desteklemeyi amaçlayan kamu, özel ve alternatif finansman kaynaklarından alınan, yerel, ulusal veya uluslararası finansmanı ifade ediyor.
Rapora göre, iklim finansmanında yaşanan bu gelişme, kamu alanındaki artıştan kaynaklanırken, özel finansmanların sabit kaldığı görüldü.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) de, gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadele etmelerine ve uyum sağlamalarına yardımcı olmak için 2020 yılına kadar yıllık 100 milyar dolar ayrılmasını hedefliyordu.
OECD Genel Sekreteri José Angel Gurría, “Gelişmekte olan ülkelere yönelik iklim finansmanı büyümeye devam ediyor. Ancak 2018 yılı verileri, 2020’de yıllık 100 milyar doları harekete geçirme hedefinin 20 milyar dolar altındaydı.” dedi.
National News’in aktardığına göre, 2019’da Avrupa Birliği ve üye devletlerin sağladığı iklim finansmanı arttı.
Emisyonların küresel boyutta azaltılması için iklim finansmanın çok önemli olduğuna dikkat çeken uzmanlara göre, emisyonları önemli ölçüde azaltmak için büyük ölçekli yatırımlar gerekiyor.
BMİDÇS’ göre de, olumsuz etkilere uyum sağlamak ve değişen iklimin etkilerini azaltmak için önemli mali kaynaklara ihtiyaç duyuluyor.
OECD raporuna göre, gelişmiş ülkelerdeki kamu iklimi finansmanı 2018’de 62,2 milyar dolara ulaştı.
İkili kamu iklimi finansmanı 2017’de yüzde 21 artışla 32,7 milyar dolar, gelişmiş ülkelere atfedilen çok taraflı kamu iklimi finansmanı ise 2017’de yüzde 8 artışla 29,6 milyar dolar oldu.
İklimle ilgili ihracat kredileri ise 2,1 milyar dolarda kalarak, toplam iklim finansmanının yüzde 3’ünden daha az bir payı oluşturdu.
Gurría’ya göre bu desteklerin, ülkelerin salgının ani etkilerine yanıt vermesi, her ülkenin iklim eylemlerini Covid-19 kurtarma paketlerine entegre etmesi, dirençli ve kapsayıcı ekonomik büyüme sağlaması için acilen artırılması gerekiyor.
Rapor, 2018’deki genel iklim finansmanının yüzde 70’inin iklim değişikliğini azaltma faaliyetlerine, yüzde 21’inin adaptasyona ve geri kalanının da ortak faaliyetlere ayrıldığını gösterdi.
Finansmanın büyük çoğunluğu enerji ve ulaşıma ayrıldı
Toplam iklim finansmanının yarısından fazlası, çoğunlukla enerji ve ulaşım olmak üzere ekonomik altyapıya, geri kalanının çoğu ise özellikle su ve sanitasyon olmak üzere tarım ve sosyal altyapıya ayrıldı.
2016-2018 yılında iklim finansmanından en fazla yararlanan kıta yüzde 43 ile Asya oldu. Onu yüzde 25 ile Afrika, yüzde 17 ile ABD izledi.
Gelir grubuna göre dağılım açısından, iklim finansmanının yüzde 69’u orta gelirli ülkelere, yüzde 8’i düşük gelirli ülkelere ve yüzde 2’si yüksek gelirli ülkelere gitti. Geri kalan yüzde 21’lik finansman ise ülke düzeyinde değil, bölgesel düzeyde tahsis edildi.
Kamu maliyesi araçları açısından hem krediler hem de hibeler mutlak olarak arttı.
Hibelerin payı yüzde 42 ile düşük gelirli ülkelerde daha fazla oldu. Kredilerin payı ise yüzde 88 ile orta gelirli ülkelerde daha yüksekti