Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) tarafından düzenlenen “Avrupa Birliği (AB) Yeşil Mutabakat Süreci-Türk Gıda ve İçecek Sektörü” konulu çevrim içi toplantıda, sürece ilişkin detaylar ele alındı.
Toplantıya, Tarım ve Orman Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Genel Müdür Yardımcısı Volkan Güngören ile TGDF Çevre Komisyonu Başkanı Kürşat Apan başkanlık yaptı.
Bakanlık bünyesinde yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Volkan Güngören, Yeşil Mutabakat Süreci’nin sanayiciye getireceği yeniliklerin sanayici tarafından çok iyi okunduğunu dile getirdi.
Güngören, “Ülkemizin en büyük avantajı, sektörümüzün ve sanayicimizin esnek olması, değişen koşullara çok hızlı uyum sağlama kapasitesine sahip olması. Bizim görevimiz de uyum sağlama kapasitesine destek sağlamak. AB Yeşil Mutabakat Süreci’ni doğru okumamız gerekiyor. Bunun için de en önemli realite, AB’nin şu an ülkemizin en büyük ticaret ve yatırım ortağı olması. AB Yeşil Mutabakat Süreci’ne de bu gerçekle yaklaşmamız gerekiyor. Tarım ürünleri ihracatımızın yaklaşık yüzde 30’unu AB’ye yapıyoruz, bu da ayrı bir realite.
Dolayısıyla, AB’nin getireceği yeniliklere uzak kalmamız söz konusu olamaz. Bunun yanında, AB’ye uzun yıllardır süren bir adaylık sürecimiz ve bu süreç içinde bazı kazanımlarımız oldu, bunları da doğru okumamız gerekiyor. Sektör temsilcilerimizin de bahsettiği gibi, ‘AB Yeşil Mutabakat Süreci bir çevre hassasiyeti mi?’, ‘Ticari kaygı mı?’, ‘Rekabete aykırılık olacak mı?’ gibi hususları çok yakından takip ediyoruz, bunun altını çizeyim.” dedi.
Güngören, konuşmasında sürecin avantajları ile şu an süren ve yapılması gereken çalışmalara ilişkin sektör temsilcilerini bilgilendirdi.
TGDF Çevre Komisyonu Başkanı Kürşat Apan da AB Yeşil Mutabakat Süreci’ni ilk günden itibaren yakından takip ettiklerini ve aksiyonlar aldıklarını anlattı.
Sürecin başından bu yana yaşanan gelişmelere işaret eden Apan, “Mutabakat temelde, AB’nin iklim değişikliği ile mücadele ve ekonomik büyüme perspektifi ile 2050 yılına yönelik stratejik vizyonunu ortaya koyuyor. Bununla birlikte, sanayi, enerji, ulaşım, biyoçeşitlilik, çevre, gıda ve kentleşme gibi başlıkları da ilgilendiren düzenlemeleri içeriyor. Sürecin başından itibaren TGDF olarak konunun ana paydaşları ile bir araya geldik ve süreci doğru yönetebilmek için analizler yaptık, aksiyonlar almaya çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Sektör temsilcileri Yeşil Mutabakat Süreci’ni değerlendirdi
Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Tarık Tezel, sürecin sektöre etkilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
AB’nin Yeşil Mutabakat’ının iklim değişikliği ile mücadelenin ötesinde aynı zamanda AB’nin yeni büyüme stratejisi olduğunun altını çizen Tezel, şu bilgileri verdi:
“Yeşil Mutabakat sadece iklim değişikliği ile yetinmeyip, biyoçeşitlilikten atık ve hava kirliliğine kadar tüm çevre konularını da ele alıyor. Anlaşmanın diğer bir özelliği ise iklim değişikliği ile mücadeleyi kendi coğrafyası ile sınırlı tutmayıp küresel ölçekte bir dönüşüm potansiyeli barındırması. Bu noktada bizim ülkemiz ve sektörlerimiz için bir takım fırsatlar söz konusu.
Yeşil Mutabakat, AB’nin önümüzdeki dönemde partnerleri ile birlikte ticari ilişkilerinde yeni kural ve yaptırım mekanizmaları da getirecek. Bu eylem planı hayata geçtiğinde, özellikle AB ile dış ticareti yüksek olan Türkiye gibi ülkeler açısından da önemli sonuçlar ortaya çıkacak. Dolayısıyla AB Yeşil Mutabakatı ile birlikte tarımdan gıdaya, otomotivden madenciliğe birçok sektörün, üretim, pazarlama ve ihracat süreçlerinde önemli değişimler yaşanacak.”
Tezel, Yeşil Mutabakat kapsamında yer alan tarım sektörünün rekabetçi kalabilmesinin, ihracatının gelişiminde de büyük öneme sahip olduğunu söyledi.
Meyve Suyu Endüstrisi Derneği (MEYED) Başkanı İlker Güney, sektör açısından süreç içinde gelişecek stratejilerinden ve sürecin risklerinden bahsetti.
Yeşil Mutabakat Süreci’nin içinde oldukları ve çok yakından takip ettikleri bir süreç olduğuna dikkati çeken Güney, şunları söyledi:
“Sektör olarak Yeşil Mutabakat’ı çok önemsiyoruz. Biz zaten bu regülasyonların çok yakından takipçisiyiz. Bunların gelmesini fırsattan ziyade gereklilik olarak görüyoruz. AB’nin Yeşil Mutabakat Süreci’ndeki konu başlıklarının bize çok önemli imkânlar açacağını şimdiden görüyor ve bunun için heyecanlanıyoruz ancak orayı doğru anlayıp, uygulamaları doğru yansıtmak zorundayız. O yüzden bu açıklanan protokollerin, yapılacak deklarasyonların doğru algılanıp, özel sektörle birlikte kamunun bunu sahaya doğru yansıtması gerek, doğru yol haritası önemli.”
Organik Ürün Üreticileri ve Sanayicileri Derneği (ORGÜDER) Başkanı Muharrem Doğan de Türkiye’nin organik tarım ihracatı verilerine ilişkin bilgi verdi.
AB Yeşil Mutabakat Süreci’nin iyi incelenmesi gerektiğine işaret eden Doğan, “AB şu an üye ülkelerin itiraz edenlerine bile adil şekilde kaynaklarını aktararak süreci kolaylaştıracağını söylüyor. Bizim de bu kaynaklardan yararlanmamız için birlikte bir yol haritası belirlenmesi ve çalışmaların yürütülmesi çok önemli. Biz organik gıda sektörü olarak AB Yeşil Mutabakat Süreci’nin gıda sektörümüzün dinamiklerini olumsuz yönde etkilemesine izin vermeden sürecin başlatılmasını sonuna kadar destekliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu. (AA)