AB Türkiye Delegasyonu tarafından, TÜSİAD, UNDP Türkiye, TURKONFED ve TİSK işbirliği ile düzenlenen “Avrupa Yeşil Mutabakatı-İklim Nötr Hedefi için İş Dünyası Çabaları” webinarı, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un katılımıyla 3 Haziran 2021 tarihinde gerçekleşti.
Etkinliğin açılış konuşmaları TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolas Meyer-Landrut, UNDP Türkiye Temsilcisi Louisa Vinton ve TURKONFED Başkanı Orhan Turan tarafından yapıldı.
“Türkiye için iklimi dikkate alan yaklaşım bir tercih değil, bir gereklilik”
Yeşil mutabakata uyumun ve yeşil dönüşümün AB ve Türkiye arasında siyasi olumlu gündem kapsamında önemli bir başlık oluşturacağını ifade eden Kaslowski,
“TÜSİAD olarak, her vesileyle iklim değişikliğinden en fazla etkilenen coğrafyalardan birinde olan ülkemiz için iklimi dikkate alan yaklaşımın bir tercih değil bir gereklilik olduğunu vurguluyoruz. 2017 yılında Paris Anlaşması’nı stratejik bir öncelik olarak belirlediğimiz iklim tutum belgemizi, küresel ve ulusal gelişmeleri dikkate alarak güncelliyoruz.” dedi.
COP 26 öncesinde Paris Anlaşmasına taraf olma sürecinin tamamlanması gerektiğini belirten Kaslowski,
“Sanayimizin sürdürülebilirlik uygulamalarını içşelleştirmesine yönelik gelişmeler; yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği potansiyelinin artan oranda hayata geçirilmesine yönelik tedbirler; sürdürülebilir finansman alanında geliştirilen mekanizmalar iklim değişikliği ile mücadeledeki kararlılığımızın göstergeleridir. Bu çabanın uluslararası güçlü mutabakatın aktif bir tarafı olarak sürdürülmesi önemlidir. Bu sürecin kapsamlı ve 2050 yılına yönelik karbon nötr hedef içeren bir yol haritası ile desteklenmesi yatırım ortamının öngörülebilirliği açısından da kritik bir adım olacaktır. Bu yol haritası iklim değişikliği ile mücadele ve uyum yönünde yatırımların finansmana erişim kanalları açısından da güçlü bir çerçeve olacaktır.
Çevresel, toplumsal ve ekonomik sürdürülebilirlik için bütüncül tedbirleri bir an önce ele alarak küresel düzeyde şekillenen yeşil ekonomiye yönelik dönüşümün parçası olabiliriz.
Yeşil mutabakata uyumun ve yeşil dönüşümün AB ve Türkiye arasında siyasi olumlu gündem kapsamında önemli bir başlık oluşturacağını değerlendiriyoruz. Dolayısıyla yeşil ve dijital dönüşüm alanında kamu-özel sektör işbirlikleri ve iklim değişikliği ile mücadele alanında üst düzey diyalog mekanizmalarının oluşturulması yönündeki önerileri önemsiyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Çalışmalarımızda, çevre, ekonomi, sanayi ve enerji politikalarını bütünsel olarak ele alıyoruz”
TÜSİAD Enerji ve Çevre Yuvarlak Masa Başkanı Cevdet Alemdar ise “TÜSİAD olarak tüm çalışmalarımızda, çevre, ekonomi, sanayi ve enerji politikalarını bütünsel olarak ele almaya özen gösteriyoruz. İş dünyası olarak karşılaştığımız en derin risklerden biri olan iklim değişikliğini 1,5 derece artış seviyelerinde sınırlamak için, bu dört alanın tamamında köklü bir değişime gidilmesi gerektiğinin bilincindeyiz. Bu dönüşümü başarmak, öncü ve örnek olmak için sorumluluk alıyoruz, çözüm üretiyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.
Ülkelere bakıldığında ise, bu değişimi en kapsamlı şekilde ele alan coğrafya olan Avrupa Birliği’ni takiben Japonya, İngiltere, Çin ardı ardına karbon-nötr mesajı verdiğini belirten Alemdar,
“Küresel anlamda ‘iklim diplomasisinin’ tarihte hiç görülmemiş düzeyde yoğunlaştığını görüyoruz. Diğer taraftan uluslararası ticaret Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı ekseninde yeniden şekilleniyor. Tüm bu gelişmeleri ülkemizin lehine değerlendirebilmek adına, tarihteki en kritik taraflar konferanslarından biri olmaya aday COP 26 öncesinde, ülke olarak mesajlarımızı netleştirmeye her zamankinden daha çok ihtiyaç duyuyoruz.” ifadelerini kullandı.
Toplantıda, TÜSİAD Çevre ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Başkanı Fatih Özkadı, yeni iklim rejimi çerçevesinde yeşil ekonomik büyüme modelinin Türkiye ekonomisine etkileri ve TÜSİAD çalışmalarının sonuçlarına yönelik bir sunum gerçekleştirdi.
Özkadı sunumunda şu ifadelere yer verdi:
“TÜSİAD’ın ‘Ekonomik Göstergeler Merceğinden Yeni İklim Rejimi Raporu’na göre, ülkemizde hayata geçirilecek bir emisyon ticaret sistemi sonucunda elde edilecek fonun, gerekli yeşil yatırımlara ayrılması durumunda, 2030’da milli gelire pozitif katkı sağlanabileceği değerlendirilmektedir. Yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğinin merkeze alındığı böyle bir modelde, ülkemiz hem AB standartlarında bir iklim politikası izlerken, aynı zamanda ekonomisinin dönüşümünü hayata geçirmesi mümkün olabilecektir. Böylece AB’nin büyüme stratejisi olarak duyurduğu Avrupa Yeşil Mutabakatı Türkiye için sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen bir dönüşümün aracı olarak yepyeni bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Bu doğrultuda, önümüzdeki dönemde, yeşil dönüşüme yönelik hazırlanacak kapsamlı bir yol haritası, AB ile Gümrük Birliği’nin hızlandırdığı dönüşümde sektörlerimizin küresel rekabet gücünü daha da artıracak, yatırım ortamında öngörülebilirliğin tesis edilmesine de katkı sağlayacaktır.”