Ülkelerin iklim değişikliği ve net sıfır taahhütleri, fosil yakıtlardan yenilenebilir enerjilere ve temiz hidrojene geçiş gibi alternatifleri küresel anlamda hızlandırıyor. Yenilenebilir enerji kullanan yeşil hidrojenin birçok kullanımı mevcut. Emisyonsuz enerji sağlaması onu mükemmel bir ikame yaparken, yenilenebilir enerji projeleri geliştirmenin maliyetleri azaldıkça yeşil hidrojen de uygun fiyatlı bir seçenek haline geliyor.
Ülkeler yenilenebilir kaynaklardan üretilen temiz hidrojeni benimseme yoluna giderken, Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IRENA) yakın zamanda yayınladığı rapora göre, hidrojen, 2050 yılına kadar küresel enerji kullanımının yüzde 12’sini oluşturabilir.
2050’ye kadar yaklaşık 12 trilyon dolarlık pazar tahmin ediliyor
Hidrojenin çok yönlülüğü ve maliyetlerdeki düşüş nedeniyle Wallstreet Bankası Goldman Sachs, büyük bir büyüme potansiyeline sahip olduğuna inanıyor. Banka, Avrupa’nın yeşil hidrojenin gelişiminde öncü olduğunu ifade ederek, ABD ve Asya’daki fırsatları da ekleyince yeşil hidrojenin 2050 yılına kadar yaklaşık 12 trilyon dolarlık bir pazar olabileceğini tahmin ediyor.
“Türkiye, hidrojen ile pek çok avantaj sağlayabilir”
Prof. Dr. Engin Türe, konuya ilişkin Temiz Enerji’ye yaptığı açıklamada, Türkiye’nin de, sahip olduğu rüzgâr, güneş potansiyeli ve üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke olması avantajıyla, hidrojen ekonomisine geçiş için ideal bir konumda olduğunu belirtiyor. Deniz suyunun elektrolizi ile elde edilecek hidrojenin sürekli elektrik üretimi yanında taşıtlarda petrol yerine kullanılması ile Türkiye’nin enerji bağımlılığından kurtulmasının kesinlikle mümkün olduğunu ifade eden Türe, şöyle devam ediyor: “Güneş, rüzgâr gibi kesikli enerjilerin sürekli hale gelmesi yanında hidrojen kullanımı sonucu atık olarak temiz su elde edilir. Hidrojen ekonomisine geçişin bir diğer önemli avantajı da iklim değişikliğine karşı en güçlü silah olarak kabul edilmesidir. Bu alanda yaratılacak çok sayıda iş olanakları ise ek bir avantaj olacaktır.”
Temiz hidrojen politikası geliştiren altı öncü ülke
Ekonominin bazı kısımlarını karbondan arındırmaya yardımcı olacak temiz hidrojeni büyütme konusunda bazı ülkeler de öne çıkıyor. Dünya Ekonomik Forumu’ndan Johnny Wood’un aktarımına göre, temiz hidrojen değer zincirlerini teşvik etmek için politika inisiyatifleri, teknoloji ve ihracat tesisleri geliştirmede altı öncü ülke şöyle belirtiliyor:
Çin
Diğer ülkelerden daha fazla hidrojen üretip tüketen Çin’in, mevcut yıllık kullanımı 24 milyon tonun üzerinde. Ülkenin üretiminin çoğu fosil yakıtlardan üretilen “gri” hidrojen olurken, 2019’dan beri yenilenebilir enerji kullanılarak oluşturulan “yeşil” hidrojeni içeren 30’dan fazla proje yer alıyor.
Ülkenin 2016’daki ilk hidrojen yol haritası, dünyanın üçüncü en büyük yakıt hücreli elektrikli araç (FCEV) filosuna sahip olmasına ve ülkenin yakıt hücreli kamyon ve otobüslerin geliştirilmesinde dünyaya öncülük etmesini sağladı.
Çin’in beş yıllık ekonomik planı, hidrojeni geleceğin altı endüstrisinden biri olarak kabul ederken, hidrojen 16 şehrin enerji stratejisinde yer alıyor.
Amerika Birleşik Devletleri
ABD, küresel talebin yüzde 13’ünü oluşturan Çin’den sonra dünyanın en büyük ikinci hidrojen üreticisi ve tüketicisi.
2021 Altyapı Yatırım ve İş Yasası, temiz hidrojen gelişimini desteklemek için 9,5 milyar dolarlık bir bütçe içeriyordu. Raporda, bunu, hükümetin “111 hedefi” olarak adlandırılan ve temiz hidrojen maliyetini 1 on yılda 1 kilogram başına 1 dolara düşürmeye yönelik “Hydrogen Earthshot” programının başlatılması takip ediyor.
Avrupa Birliği
Avrupa Birliği, 2020 yılında ulusal hidrojen stratejisi yayınlayarak, hidrojeni belirlenen iklim hedeflerine ulaşmak için kilit bir teknoloji olarak benimsedi. 2030 yılına kadar 40 GW temiz hidrojen elektrolizör kapasitesi kurma hedefi olan AB, 2025 yılına kadar yeşil hidrojen kapasitesinin 2,7 GW’a ulaşmasını hedefliyor.
Avrupa, temiz hidrojen projelerinin yatırımını ve büyük ölçekli dağıtımını desteklemek için “Temiz Hidrojen İttifakı” başlatırken, bu sayede temiz hidrojende endüstriyel lider olmak da hedefler arasında yer alıyor. IRENA raporuna göre, AB’nin 2021-2030 yıllarında hidrojen projeleri için 4,56 milyar dolarlık yıllık finansman potansiyeli bulunuyor.
Hindistan
Hindistan’ın Ulusal Hidrojen Misyonu’nun başlatmasıyla beraber endüstriyel süreçlerde yeşil hidrojenin kullanılması hedefi ülke için katma değer yaratan bir fırsat olarak görülüyor.
Japonya
IRENA raporuna göre, Japonya 2017 yılında dünyanın ilk “hidrojen toplumu” olma hedefinin bir parçası olarak ulusal bir hidrojen stratejisi formüle eden ilk ülke oldu.
Ülke, büyük ölçekte temiz hidrojen üretmek için yeterli düzeyde doğal kaynağa sahip değil. Bu nedenle denizaşırı ülkelerden hidrojen ithal etmek için uzun vadeli tedarik anlaşmaları geliştiriyor. Hükümetin hidrojen ve yakıt hücresi teknolojilerine yaptığı yatırımın (2020’de toplam 670 milyon dolar) yanı sıra, politika yapıcılar 2030 yılına kadar 800 bin FCEV ve 900 hidrojen yakıt ikmal istasyonu hedefi belirledi.
Güney Kore
Güney Kore’nin 2019 hidrojen yol haritası, temiz hidrojeni ekonomik büyüme ve istihdam yaratmanın temel itici gücü olarak görüyor.
Yeşil Yeni Anlaşması, 2025 yılına kadar 200 bin FCEV’yi dağıtma konusunda iddialı bir hedef içeriyor. Bununla birlikte Güney Kore geçtiğimiz yıl, hidrojen araçlarını teşvik etmeyi amaçlayan “Hidrojen Yasasının Ekonomik Teşviki ve Güvenlik Kontrolü”nü kabul etti.
IRENA’ya göre, hidrojenin 2030 yılına kadar şehirlerinin, ilçelerinin ve kasabalarının enerji ihtiyacının yüzde 10’unu sağlaması, 2040 yılına kadar da payının yüzde 30’a yükselmesi için planlar yapılıyor.
Diğer ülkeler
Güney Amerika’daki Şili gibi net enerji ithalatçıları, Fas ve Namibya gibi Afrika ülkeleri de emisyonsuz yeşil hidrojen ihracatçıları olarak ortaya çıkıyor. Avustralya, Umman, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi fosil yakıt ihracatçıları, ekonomilerini çeşitlendirmeye yardımcı olmak için temiz hidrojen arıyorlar.