Ember, E3G, RAP ve Bellona tarafından yayınlanan analize göre, temiz enerji çözümleri, 2025 yılına kadar Rusya gaz ithalatının üçte ikisinin yerini alabilir. Bu kapsamda AB, iklim ve enerji politikalarını (Fit for 55) hayata geçirip, rüzgâr ve güneşten elektrik üretimini, enerji verimliliği ve elektrifikasyonu hızlandırarak Rusya’nın gaz ithalatı yüzde 66 oranında azaltılabilir. Bu da, 101 milyar metreküplük (bcm) bir azalmaya eşdeğer olarak görülürken, gerekli uygulama düzeyine ulaşmak için politikada acil bir hızlanma gerekiyor.
Analizde, yeni gaz ithalat altyapısı gerekli olmazken, arz güvenliğinin sağlanması için mevcut varlıklar yoluyla ithal edilen 51 bcm alternatif gazın yeterli olacağı belirtiliyor.
Analizde öne çıkan bir diğer önemli bulgu da kömürden elektrik üretiminin uzatılmasına gerek olmadığı yönünde. Belirtilen önlemlerin AB’nin kömürden elektrik üretimindeki düşüşü yavaşlatmadan fosil gaz talebinde gerekli azalmayı elde etmesini sağlaması öngörülüyor.
24 ve 25 Mart’ta gerçekleşecek Avrupa Konseyi’nde AB Üye Devletleri, AB enerji sektörü üzerindeki yansımaları da dahil olmak üzere Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline Avrupa’nın tepkisini masaya yatıracaklar. Bu, Avrupa Komisyonu’nun önümüzdeki birkaç hafta içinde uygulamaya konacak olan Rus gaz tüketimini azaltmaya yönelik REPowerEU planının önerisini takip ediyor.
Avrupa Komisyonu geçtiğimiz günlerde Rusya’nın gaz ithalatını 2027 yılına kadar sonlandırabileceğini duyurdu. Analiz, bunun 2025 yılına kadar ve daha az alternatif kaynaklı fosil gazla (51 bcm’ye karşı 60 bcm) başarılabileceğini gösteriyor.
Ember Kıdemli Enerji ve İklim Analisti Sarah Brown, “Yerli yenilenebilir enerji kaynakları, Avrupa’nın Rus fosil gaz bağımlılığından bir kaçış yolu sunuyor. AB, 2025 yılına kadar, REPowerEU’nun yakın zamanda açıklanan 2027 hedefinden daha hızlı bir şekilde, Rusya’dan gaz ithalatından vazgeçebilir. Bunu, temiz enerji çözümlerini hızlı bir şekilde uygulayarak, kömürden çıkışı yavaşlatmadan veya bir fosil yakıt bağımlılığını bir başkasıyla değiştirmeden başarabilir. Hem mevcut Fit for 55 yenilenebilir hedefini gerçekleştirmek hem de rüzgâr ve güneş enerjisi dağıtımının hızlandırılmasını sağlamak için acil eylem ve AB çapında büyük bir taahhüt gereklidir.” dedi.
RAP Avrupa Programı Direktörü Jan Rosenow, “Avrupa’da gazın en büyük kullanımı binaları ısıtmak içindir. Yalıtım ve kombilerin yerine ısı pompalarının kullanımı, binalardaki gaz talebini azaltmanın anahtarıdır. Bu, binalar için daha katı enerji tasarrufu hedefleri ve daha iddialı minimum enerji performans standartları gerektirecektir. Kombileri kamu sübvansiyonlarıyla finanse edilmesinin durdurulması ve bu fonların ısı pompaları gibi temiz ısıtma teknolojilerine yönlendirilmesi gerekiyor. Yeni binalara kombilerin kurulmasına bir an önce son verilmelidir.” açıklamasında bulundu.
E3G Kıdemli Politika Danışmanı Raphael Hanoteaux, “Temiz enerjiye yatırım yapmak ve enerji talebini azaltmak, AB için düşük riskli, yüksek getirili bir stratejidir. Yeni gaz ithalat altyapısına ne ihtiyaç vardır ne de mevcut sorunları çözebilir. Tam aksine, hızla azalan bir piyasaya hizmet ederken gelecek için yükümlülükler ve maliyetler yaratıyor.”
Bellona Yenilenebilir Enerji Sistemleri Politika Danışmanı Marta Lovisolo ise şunları söyledi: “AB’nin mevcut enerji krizlerinin üstesinden gelmesi için reçete, Yeşil Mutabakat’a yeniden taahhütte bulunmaktır. AB, yenilenebilir enerjiye büyük yatırımlar yaparak ve elektriği verimli kullanarak, aynı anda hem iklim hem de güvenlik tehditleriyle mücadele edebilir. AB’yi ABD ve Kanada gibi yerlerden gelen LNG pazarına dönüştürmek, hem fosil yakıt bağımlılığı hem de iklim hedefleri konusunda mevcut sorunları erteleyecek ve daha da kötüleştirecektir. Yenilenebilir kaynakları ikiye katlamak, uzun vadeli ve istikrarlı bir çözüm sağlayabilir.”