Küresel yenilenebilir enerji kapasitesi, Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan kaynaklı enerji kriziyle birlikte 2022’de rekor seviyede artış göstererek önceki yıla göre yüzde 9,6 artışla 3 bin 372 GW’a yükseldi.
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) tarafından hazırlanan Yenilenebilir Enerji Kapasite İstatistikleri 2023 raporuna göre, dünya genelinde yenilenebilir enerjinin, toplam enerji kapasite artışındaki payı yüzde 83 oldu. Bu oran geçen yıl yüzde 78 seviyesindeydi.
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın 24 Şubat 2022’de başlamasının ardından küresel doğal gaz ve petrolün arzında belirsizlikler meydana gelmiş, AB’nin Rus enerji ürünlerine uyguladığı ithalat ambargoları enerji piyasalarında dengesizlikleri beraberinde getirmişti.
Bu dönemde ülkeler kendi öz kaynaklarına yönelirken, özellikle yenilenebilir enerji projeleri ve bu alana yapılan yatırımlar da artış gösterdi. Krizi aşmayı hedefleyen ülkeler enerji talebini karşılamak için yenilenebilir enerji kaynaklarına öncelik verdi.
Ayrıca, iklim değişikliği ile mücadelede enerji sektöründeki çevreci yaklaşımlar küresel ölçekte hızlandı, ancak iklim değişikliği ile mücadelede küresel sıcaklık artışının 1,5 derece ile sınırlandırılması amacıyla yenilenebilir enerji yatırımlarına daha fazla ağırlık verilmesi gerekliliği ise devam ediyor.
Bu kapsamda dünya genelinde yapılacak yatırımlarla küresel yenilenebilir enerji kapasite artışının her yıl en az 1000 GW düzeyinde olması tavsiye edilen rapora göre, ölçeklendirilebilir olması, kurulum kolaylığı sağlaması ve şebekeye bağlı ya da şebekeden bağımsız olabilmesi özelliklerine sahip güneş enerjisinin kapasite artışında küresel olarak daha fazla katkı sağlaması bekleniyor.
Rapora göre, geçen yıl sonunda küresel kurulu güç kapasitesinin yüzde 40’ını yenilenebilir enerji oluştururken, gerçekleştirilen yatırımlarla bu dönemde 295 GW ilave kurulum yapılarak, küresel yenilenebilir elektrik kurulu güç kapasitesi toplam 3 bin 372 GW’a ulaştı.
Kapasite artışında rüzgâr ve güneş yatırımları ön plana çıkarken, güneş enerjisi ilave kapasite katkısı 192 GW’la toplam kapasite artışının üçte birini oluşturdu. Böylelikle güneş enerjisi kurulu gücü küresel ölçekte 1053 GW’a ulaştı.
Güneşi, 75 GW kapasite artışıyla rüzgâr enerjisi takip etti ve küresel rüzgâr kapasitesi 899 GW’a çıktı.
Böylelikle, bu iki kaynağın oluşturduğu elektrik kapasite artışı, tüm kapasite artışının yüzde 90’ına sahip oldu.
Yenilenebilir hidroelektrik yatırımları diğer kaynaklara göre uzun sürede gerçekleştirilirken, geçen yılki ilave 21 GW’la bu kaynağın oluşturduğu elektrik üretim kapasitesi 1256 GW’a yükseldi.
Bunu 8 GW artışla biyoenerji, 181 MW artışla jeotermal enerji izledi.
Öte yandan, dünya genelinde şebeke bağlantısı olmadan çalışan yenilenebilir enerji elektrik üretim kapasitesi geçen yıl önceki yıla göre yüzde 11 artış göstererek küresel ölçekte 1237 MW oldu.
Off-grid olarak adlandırılan bu sistemde güneşten elektrik üretim kapasitesi 478 MW artışla 5,1 GW olarak kayıtlara geçti. Hidroelektrik kapasitesi ise sabit kaldı.
IRENA Direktörü Francesco La Camera, küresel enerji talebinin artacağını ve enerji dönüşümümün ekonomisini karbondan arındırmak isteyen ülkeler için önemli olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Son küresel olaylar ışığında kapasitedeki herhangi bir genişleme, sistemi daha dirençli, kapsayıcı ve iklime dayanıklı hale getirmek için enerji geçişini hızlandırma çabalarıyla bağlantılı olmalıdır. Hidroelektrik, 1250 GW ile küresel toplam yenilenebilir üretim kapasitesinin en büyük payını oluştursa da, güneş ve rüzgar yeni üretim kapasitesine hakim olmaya devam etti. Her iki teknoloji birlikte, 2022’deki tüm yeni yenilenebilir kapasitenin payına yüzde 90 katkıda bulundu. Güneş enerjisi kapasitesi yüzde 22 artışla başı çekerken, onu üretim kapasitesini yüzde 9 artıran rüzgâr enerjisi izledi. Bu rekor büyüme, devam eden enerji krizinin ortasında yenilenebilir enerjinin direncini gösteriyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının gücü, kolaylaştırıcı politikalarla birleştiğinde, küresel enerji çeşitliliğindeki paylarında yıldan yıla artış eğilimini sürdürdü. Ancak, küresel ısınmayı 1,5 derece ile sınırlayan bir yolda kalmak istiyorsak, yenilenebilir enerji kapasitesinin yıllık ilavelerinin 2030 yılına kadar mevcut seviyenin üç katına çıkması gerekiyor.”