TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) Başkan Danışmanı Prof. Dr. İskender Gökalp, AA muhabirine yaptığı açıklamada, rüzgâr, güneş enerjisi ve de hidroelektrik santraller gibi yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak hidrojeni karbondioksit salmadan üretmenin mümkün olduğunu söyleyerek, “Suyu, elektroliz ile iki bileşenine yani hidrojen ve oksijene ayırarak bunu yapabiliyoruz, düğüm noktası; elektroliz için gereken elektriğin temiz olması. Bunu da çeşitli yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak yapabiliyoruz. Üstelik Türkiye bu kaynaklar açısından avantajlı durumda.” dedi.
Hidrojen yakma teknolojisinin, hidrojeni oksijenle kimyasal tepkimeye sokup yakıtın kimyasal enerjisini ısıya dönüştürmeye dayandığını anlatan Gökalp, bu teknolojinin çimento, seramik, cam ve demir-çelik gibi sanayi alanlarında, gaz türbinleri ile elektrik üretiminde, ulaştırmada ve havacılıkta kullanılan çeşitli motorlarda, hatta evsel ocaklarda, yüksek sıcaklıklara duyulan ihtiyacı karşılamada en verimli ve temiz yol olduğunu belirtti.
Uygulama alanlarına göre elde edilen ısının, ya ısı enerjisine ya da mekanik enerjiye dönüştürülüp faydalı enerji olarak kullanıldığını aktaran Gökalp, “Kilogram başına içerdiği ısıl enerji de yüksek olduğundan, hidrojenden, yüksek alev sıcaklıkları ve yüksek ısısal verimler elde ediliyor, üstelik karbondioksit salmadan.” diye konuştu.
Hidrojen elde etmek için yöntemler ve risklere dair değerlendirmelerde de bulunan Prof. Dr. Gökalp, riskleri en aza indirmek için yanma biliminden faydalanılması gerektiğini ve bu risklere bütünsel bir çözüm getirmeyi amaçladığını dile getirdi.
“İlk faydalanacak sektörler çimento, seramik ve cam sanayisi”
Gökalp, çalışmalarının sonunda, hidrojenli yakıtları güvenli, temiz ve verimli bir şekilde yakabilecek yakıcıların en iyi tasarımını sunmayı amaçladıklarının altını çizerek bu alandaki gelişmelerden ilk olarak faydalanacakların, ‘Yeşil Mutabakat’ yaptırımlarından şiddetle etkilenecek olan çimento, seramik ve cam sanayisi olduğunu işaret etti.
Fransa’da kurduğu yanma enstitüsünde (CNRS-ICARE) başlattığı çalışmaları 3 senedir TÜBİTAK Uluslararası Lider Araştırmacılar Programı kapsamında ve TÜBİTAK-MAM, TÜBİTAK-SAGE, EÜAŞ, GAZBİR/GAZMER, IGDEAS Enerji ve Savunma AŞ. Prosis Mühendislik şirketi gibi paydaşlarla sürdürdüğü bilgisini veren Gökalp, çalışmalarını yakın zamanda ticari boyuta taşıyacağını bildirdi.