Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), küresel enerji sektörüne dair önemli veriler içeren ilk “Küresel Enerji Değerlendirmesi” raporunu yayımladı. Rapora göre, 2024’te dünya genelinde enerji talebi yüzde 2,2 arttı. Bu oran, 2013-2023 dönemindeki yüzde 1,3’lük yıllık ortalamanın oldukça üzerinde.
Enerji tüketimindeki bu artışın başlıca nedeni ise elektrik sektöründeki hızlı büyüme oldu. Küresel elektrik tüketimi geçtiğimiz yıl yüzde 4,3 yükselerek son on yılın ortalamasını neredeyse ikiye katladı. Özellikle sıcaklık rekorlarının görüldüğü ülkelerde artan soğutma ihtiyacı, sanayi üretimindeki artış, ulaşımda elektrifikasyon ve veri merkezleriyle yapay zekanın yaygınlaşması, bu yükselişi tetikledi.
Elektrik üretimindeki büyümenin yüzde 80’i yenilenebilir ve nükleer kaynaklardan karşılandı. Böylece bu iki kaynak, küresel elektrik üretiminde ilk kez toplamın yüzde 40’ını oluşturdu.
2024’te dünya genelinde devreye alınan yeni yenilenebilir enerji kapasitesi 700 GW’a ulaştı. Bu rakam, üst üste 22 yıldır kırılan rekorlara bir yenisini ekledi.
Doğal gaz talebi yükselirken, petrolün payı düşüşte
Enerji talebindeki genel artış fosil yakıtlara da yansıdı. Özellikle doğal gaz talebinde güçlü bir artış yaşandı ve yıllık talep 115 milyar metreküp arttı. Bu, son on yıldaki ortalama yıllık artışın oldukça üzerinde bir rakam.
Petrol talebi ise daha sınırlı bir artışla yüzde 0,8 yükseldi. Bu durum, petrolün toplam enerji tüketimindeki payını ilk kez yüzde 30’un altına düşürdü. Kömür talebi de yüzde 1 artarken, bu artışın büyük kısmı Çin ve Hindistan kaynaklı oldu.
Karbon emisyonları sınırlı arttı, gelişmiş ülkelerde düşüş trendi sürüyor
Temiz enerji teknolojilerinin yaygınlaşması, enerji kaynaklı karbon emisyonlarındaki yükselişi sınırladı. Küresel emisyonlar yüzde 0,8 artarak 37,8 milyar tona çıktı. Ancak yenilenebilir enerji, nükleer, elektrikli araçlar ve ısı pompaları sayesinde 2019’dan bu yana 2,6 milyar tonluk karbon salımı önlendi. Bu miktar, küresel emisyonların yaklaşık yüzde 7’sine denk geliyor.
Gelişmiş ekonomilerde ise karbon emisyonları yüzde 1,1 oranında azalarak son 50 yılın en düşük seviyesine geriledi. Buna karşın, Çin dışındaki gelişmekte olan ülkeler emisyon artışının büyük bölümünü oluşturdu. Çin’in kişi başı karbon salımı ise hâlâ gelişmiş ülkelerin ortalamasının yüzde 16 üzerinde.
IEA Başkanı Fatih Birol, rapora ilişkin değerlendirmesinde, elektrik kullanımının öylesine hızlı arttığını, bunun gelişmiş ekonomilerdeki enerji talebi düşüşünü bile dengelediğini belirtti. Birol, “2024’te tüm ana enerji kaynakları ve teknolojilerine yönelik talep artışı yaşandı. Bu büyümeden en büyük payı yenilenebilir enerji aldı, ardından doğal gaz geldi. Güneş, rüzgâr, nükleer ve elektrikli araçlardaki güçlü yükseliş, ekonomik büyüme ile emisyonlar arasındaki bağı giderek zayıflatıyor.” dedi.