Ember’in AB üye ülkelerinin Ulusal Enerji ve İklim Planlarına (NECP) dayanarak yaptığı değerlendirmeye göre, AB’nin 2023’te 326 milyar metreküp seviyesinde olan gaz talebi, 2030’da 302 milyar metreküpe gerileyecek. Bu azalma, 2021-2023 döneminde gözlenen yüzde 19’luk düşüşle (404 milyar m³’ten 326 milyar m³’e) uyumlu şekilde ilerliyor.
Buna karşın AB genelinde, 2030’a kadar LNG ithalat kapasitesinin yüzde 54 artırılmasına yönelik planlar yapılması dikkat çekiyor. Uzmanlar, düşen talep karşısında kapasite artışı planlarının arz fazlası yaratabileceği ve yeni tesislerin atıl kalabileceği uyarısında bulunuyor.
Özellikle elektrikli sistemlere geçişin hızlandığı AB’de, yenilenebilir enerji kaynaklarına olan yönelim de bu dönüşümün temelini oluşturuyor. AB ülkeleri önümüzdeki beş yıl içinde güneş ve rüzgâr enerjisi kapasitesini ikiye katlamayı planlarken, 2030 itibarıyla elektrik üretiminin yüzde 66’sının bu kaynaklardan sağlanması hedefleniyor.
Ayrıca elektrifikasyon oranının da artması bekleniyor. Hâlihazırda toplam enerji talebinin yüzde 23’ü elektrikten karşılanırken, bu oranın 2030’da yüzde 30’a ulaşması öngörülüyor. Bu durum, hem enerji üretiminde hem de genel enerji tüketiminde daha az gaz, daha fazla yenilenebilir enerji kullanılması anlamına geliyor.
Ember Elektrik Dönüşümü Analisti Tomos Harrison, rapora ilişkin değerlendirmesinde, “AB fosil gazı kalıcı olarak terk ediyor. Bu düşüş zaten başladı ve 2030 hedefleri bu eğilimin süreceğini gösteriyor. Gaz altyapısını gereğinden fazla büyütmeye yönelik her aceleci girişim, sonunda pahalı ve işe yaramayan yatırımlara dönüşecektir. Sanayi paydaşları, yatırımcılar ve karar alıcılar bu uyarıyı dikkate almalı.” açıklamasını yaptı.
Harrison’a göre, AB’de açıkça elektrik temelli bir ekonomiye geçiş söz konusu ve politika yapıcıların bu dönüşümle uyumlu yatırımlara öncelik vermesi gerekiyor.