Bu yıl 11-24 Kasım tarihleri arasında Bakü’de düzenlenecek olan Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı’nda (COP29), küresel ısınmayla mücadelede gelinen son durumun yanı sıra, iklim değişikliğine dair birçok kritik konu masaya yatırılacak.
Doç. Dr. Şiir Kılkış, AA’dan Yeşim Yüksel’e yaptığı değerlendirmede, küresel çapta gözlemlenen iklim değişikliği etkilerine dikkat çekerek, “Kutup bölgelerinde buzulların hızla erimesi, aşırı yağışlar ve kuraklık gibi olaylar artık dünyanın her köşesinde görülmeye başladı. Fosil yakıtların tüketimi nedeniyle sera gazı emisyonları artıyor ve bu da iklim değişikliğinin ana nedeni olarak karşımıza çıkıyor. Bu gerçeğin farkında olarak, harekete geçmemiz hayati önem taşıyor.” dedi.
Kılkış, geçen ay Sofya’da düzenlenen IPCC’nin 61. oturumunda kabul edilen “İklim Değişikliği ve Şehirler” özel raporuna da değinerek, şehirlerin yenilenebilir enerjiye geçişte oynadığı rolün önemine dikkat çekti. Kılkış, “Türkiye, güneş, rüzgâr, jeotermal enerji gibi zengin kaynaklara sahip bir ülke. Bu kaynakları verimli bir şekilde değerlendirmek ve akıllı enerji planlaması yapmak gerekiyor. Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedefleri var ve bu hedefler hızla değerlendiriliyor. Şehirlerin bu süreçteki rolü büyük; net sıfır salım hedeflerine ulaşmak için enerji planlamasında şehirlerin üzerine düşeni yapması şart.” dedi.
IPCC’nin Altıncı Değerlendirme Raporu’na göre, dünyanın gidişatının hâlâ 3 dereceye doğru ilerlediğini hatırlatan Kılkış, 1,5 derece hedefinin neredeyse iki katına çıkılmasıyla, iklim değişikliğinin etkilerinin daha da hissedilir hale geleceğini belirterek, “Aşırı yağışlar, kuraklıklar, orman yangınları ve yüksek sıcaklıklar daha da artacak. Yaşanabilir bir dünya tehlikede,” uyarısında bulundu.
Kılkış, COP29’dan beklentileri ise şöyle özetledi: “Geçen yıl yayımlanan Küresel Durum Değerlendirmesi’nde yenilenebilir enerji kurulu gücünün üç katına çıkarılması ve enerji verimliliğinin iki katına çıkarılması hedefleri belirlendi. Ancak her yıl yeni hedefler belirlenmesine rağmen, ilerleme yetersiz kalıyor. Artık hedeflerin uygulamaya geçmesi gerekiyor. Beklentim, bilimsel bulgulara dayanarak tüm dünyanın iş birliği içinde bu sorunu çözmek için harekete geçmesidir.”