G20 Liderler Zirvesi, oy birliği ile onaylanan nihai bildiriyi yayınladı. Açlık ve yoksullukla mücadele için bir ittifak kurmanın ve süper zenginlerin vergilendirilmesi çağrısında bulunmanın yanı sıra liderler, Bakü’de devam etmekte olan UNFCCC COP29’da iklim finansmanı konusunda “olumlu bir sonuç” istediklerini belirttiler.
Liderler ayrıca güçlendirilmiş çok taraflılığa, BMİDÇS’ye ve Paris Anlaşması’nda belirlenen 1.5ºC’lik sıcaklık artışının sınırlandırılmasına bağlılıklarını bir kez daha teyit ettiler.
Bildiri, G20 ülkelerine, fosil yakıtlardan uzaklaşmaları ve yenilenebilir enerjiyi üç katına çıkarmaları çağrısında bulunan COP28 Mutabakatını tavsiye ediyor. Ancak G20 metni, zengin ülkeler, Suudi Arabistan gibi petrol ülkeleri ve ev sahibinin kendisi arasındaki“yıkıcı”diplomasisinin bir sonucu olarak, 2023’te kararlaştırılan ‘fosil yakıtlardan uzaklaşma’ dilini ilerletmiyor. Bu durum, Suudi Arabistanlı müzakerecilerin COP29 ve G20’de engelleyici bir rol oynamakla suçlanmasının ardından geldi.
Liderler ayrıca, Küresel Durum Değerlendirmesi (GST) kararını, Şubat ayına kadar tamamlanması gereken 1.5ºC hedefi doğrultusunda, tüm ekonomi çapında, tüm sera gazlarını içeren ulusal iklim planlarına dahil edeceklerini söylediler.
COP29’da açıklanması beklenen yeni iklim finansmanı hedefi (NCQG) için somut rakamlar verilmemesine rağmen, bildirge iklim finansmanının tüm kaynaklardan hızlı ve önemli ölçüde milyarlardan trilyonlara çıkarılması ihtiyacını kabul ediyor. Belge, iklim sorunlarıyla mücadele eden gelişmekte olan ülkelere fon sağlamak üzere küresel finans kurumlarında ve borç yapılandırmasında reform yapılmasına kapsamlı bir şekilde odaklanıyor.
G20 ayrıca artan oranlı vergilendirme gibi kaynak yaratmaya yönelik yenilikçi mekanizmaların oluşturulmasını da destekliyor. Bildiri, ultra yüksek net değere sahip bireylerin etkin bir şekilde vergilendirilmesini sağlamak için işbirliğine açıkça atıfta bulunuyor. Buna göre, yüzde 2’lik bir servet vergisi yılda 250 milyar ABD dolarını harekete geçirebilir.
Brezilya, dönem başkanlığı sırasında, kuralları, gelişmekte olan ülkeler için daha adil hale getirmeyi ve daha fazla paranın iklim ve sürdürülebilir kalkınma yatırımlarına gitmesini sağlamayı amaçlayan bir İklim Görev Gücü kurarak uluslararası mali reform gündemini zorladı. Brezilya “ülke platformları” olarak bilinen, iklim değişikliğini küresel finans, ekonomi ve kalkınma gündemlerine dahil edebilecek ve iklim eylemi için sermaye akışını teşvik etmek üzere yapısal engelleri ele alabilecek uyumlu iklim yatırım planlarına öncülük etti.
Uluslararası İklim ve Politika Merkezi Direktörü Cat Abreu, G20’nin uluslararası finans mimarisinde reform konusunda doğru sinyaller verdiğini belirtti. Ancak Abreu, fosil yakıtlardan uzaklaşma konusunda geçtiğimiz yıl verilen küresel taahhüdün yinelenmemesini eleştirerek, “Hiçbir finansman bizi 3-4 derece ısınan bir dünyadan kurtaramaz. Fosil yakıtları aşamalı olarak terk etme ihtiyacından kaçan büyük güçler, 1.5ºC hedefini gerçekleştirme çalışmalarını zorlaştırıyor.” dedi. Abreu, Brezilya’nın G20 sonuçlarının, COP30’da bu hedefe ulaşma çabalarını daha da kritik hale getirdiğine dikkat çekti.
Strategic Perspectives İcra Direktörü Linda Kalcher, G20’nin zorlu jeopolitik şartlara rağmen Brezilya Devlet Başkanı Lula’nın liderliğiyle ortak bir sonuç elde ettiğini vurguladı. Kalcher, “ABD seçimlerinin ardından mevcut taahhütlerden geri adım atmayan bir bildiri sunulması önemli bir başarıdır. Ancak COP29’da yüksek hedefli bir koalisyon kurulması ve yeni iklim finansmanı hedefleri üzerinde uzlaşılması şart.” ifadelerini kullandı.
Afrika’nın yenilenebilir enerji potansiyeline dikkat çeken Kenya eski Başbakanı Raila Odinga, kıtanın kalkınması için daha fazla mali ve teknik desteğe ihtiyaç duyduğunu söyledi. Odinga, “Afrika’nın 2030’a kadar yenilenebilir enerji üretimini üç katına çıkarması, küresel çabaların merkezinde yer almalı. G20 ülkeleri, sürdürülebilir iklim finansmanı ve imtiyazlı krediler sağlayarak Küresel Güney’in finansman açığını kapatmalıdır.” dedi.
WRI Brezilya İklim Direktörü Karen Silverwood-Cope, G20 bildirgesinde çok taraflı kalkınma bankalarının reformunun öncelikli olduğunun vurgulandığını belirtti. Silverwood-Cope, Brezilya’nın İklim Yatırımları ve Ekolojik Dönüşüm Platformu gibi girişimlerin kamu ve özel finansman akışlarını ulusal önceliklerle birleştirmesi gerektiğini ifade ederek, G20’nin iklimi merkeze almasının yanı sıra yoksulluk ve açlıkla mücadeleye de odaklanması gerektiğini savundu.
Çevre ve Doğal Kaynaklar Vakfı (FARN) İklim Politikası Sorumlusu Camila Mercure ise G20 ülkelerinin küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 77’sinden sorumlu olduğunu hatırlatarak, bu ülkelerin enerji sektöründe emisyon azaltımına öncülük etmesi gerektiğini söyledi. Mercure, fosil yakıtlardan uzaklaşma taahhüdünün net bir şekilde belirtilmesi ve bu geçişin adil, insan haklarına saygılı ve biyoçeşitliliği koruyacak şekilde planlanması gerektiğini belirtti.
Institute of Energy and Environment (IEMA) Temiz Enerji Koordinatörü Ricardo Baitelo ise, süper zenginlerin vergilendirilmesine yönelik G20 bildirgesini olumlu bir adım olarak değerlendirirken, fosil yakıtlardan uzaklaşma taahhüdünün sulandırılmasını “geri adım” olarak nitelendirdi. Baitelo, gelişmekte olan ülkeler için adil bir geçiş sürecinin COP29’da öncelikli olarak ele alınması gerektiğini vurguladı.