Enerji sektörü uzun yıllardır erkek egemen bir alan olarak görülse de, kadınların artan katılımı bu algıyı değiştirmeye başlıyor. Teknolojik yeniliklerden yöneticilik pozisyonlarına kadar geniş bir yelpazede kadınlar sektöre dinamizm ve çeşitlilik katıyor. Ancak, istihdam oranları, fırsat eşitliği ve liderlik pozisyonlarındaki cinsiyet dengesizliği hala dikkat çekici bir sorun olarak öne çıkıyor.
Konuyu, Türkiye’de enerji sektöründe kadın istihdamına yön veren çalışmalarıyla tanınan Yeşil Yakalı Kadınlar Derneği (YEYKAD) Başkanı Sedef Budak ile ele aldık.
Sedef Budak, derneğin 2018 yılında LinkedIn üzerinde dijital bir platform olarak başladığını belirterek, “Platforma öncelikle yenilenebilir enerji sektöründe çalışan kadın uzmanlar, mühendisler ve öğrenciler katıldı. Daha sonra farklı alanlardan mimar ve mühendisler de dahil oldu. Bugün multidisipliner bir yapıya sahip, 4 bine yakın kadından oluşan bir iletişim ağına sahibiz.” dedi.
COVID-19 döneminde dijital etkinlikler, ücretsiz eğitimler ve webinarlarla büyük bir ivme yakaladıklarını söyleyen Budak, sektördeki kadın girişimciler ve konuşmacılar için önemli fırsatlar yarattıklarını ayrıca, 2019 yılında Marmara Denizi’nde yarışan bir kadın yelken takımı kurduklarını ve dünyada bir ilk olan kadın mühendisler için rüzgâr türbini teknik eğitim projesini başlattıklarını dile getirdi.
Budak, 2022 yılında yayımladıkları ilk raporun ardından, bu yıl da ikincisini yayımladıklarını belirtiyor: “Araştırmalarımıza göre, enerji sektöründe kadın istihdamı yüzde 26 seviyesinde. Küresel ortalamaya yakın bir oran olsa da, daha fazla enerji sektörü oyuncusuna ulaşarak bu oranı artırmayı hedefliyoruz.”
2022 yılında gelen talepler doğrultusunda dernekleşme kararı aldıklarını söyleyen Budak, YEYKAD’ın amacını şöyle açıklıyor: “Kadın ve erkek mühendisleri enerji dönüşümüne yönlendirmek, meslek seçimlerinde rehberlik sağlamak ve kariyerlerine destek olmak.”
Derneğin şu an 11 kurumsal üyesi ve 83 kayıtlı bireysel üyesi bulunuyor.
Budak, güneş enerjisinin daha kadın dostu bir sektör olduğunu vurgularken, büyük enerji santrallerinde kadınların uzun vadeli çalışmasının fiziksel koşullar nedeniyle daha zorlayıcı olduğunu belirtiyor. Şirketlerin, kapsayıcılık ve çeşitlilik politikalarını geliştirmesi gerektiğini savunan Budak, farklı etnik kökenlerden ve yaş gruplarından bireylerin istihdam edilmesinin önemine dikkat çekiyor.
Kadınların yönetim kurullarında daha fazla temsil edilmesi gerektiğini ifade eden Budak, bu durumun şirket kârlılığını artırdığına dair bilimsel araştırmalara atıfta bulunuyor. Türkiye’de borsa şirketlerinde yüzde 30 kadın yönetici kotası gibi politikaların yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet eşitliğini artırmada etkili olacağını söylüyor.
Son olarak, Türkiye’nin temiz enerji hedeflerine ulaşmada kadınların önemli bir rol oynayacağını belirten Budak, enerji bağımsızlığı ve sürdürülebilir kalkınma için toplumsal cinsiyet eşitliğinin bir gereklilik olduğunu vurguluyor.