Hükümetlerin tüm sektörlere, uzun vadeli iklim hedefleri konusunda kararlı olduğunu gösteren ve yatırım ortamının güvenli hale getirilmesini sağlayan iklim yasaları tüm devletler için önemli bir adım olarak gösteriliyor.
Bu bağlamda Avrupa Komisyonu da Avrupa Yeşil Düzeni’nin bir parçası olan Avrupa Birliği (AB) iklim yasa tasarısını 4 Mart tarihinde açıkladı. Komisyon Başkanı Ursula von der Leyer’in açıkladığı yasa tasarısı iklim değişikliğiyle mücadeleye önemli katkılar sağlayacak unsurlar içeriyor.
Açıklanan bu tasarıya göre Komisyon, 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefini kanunlaştıracak ve bu yasanın bilimsel bilgilere dayandırılması ve siyasi etkilerden etkilenmemesi için yapılacak çalışmalar yatırım ortamındaki riskleri de ortadan kaldıracak.
“Dönüşümün kademeli ve adil olacağını garanti ediyor”
AB’yi 2050 yılına kadar dünyanın ilk iklim nötr anakarası yapmak için harekete geçtiklerini ifade eden von der Leyen, “İklim Yasası siyasi taahhüdümüzün yasal olarak düzenlenmiş hali ve bizi sürdürülebilir bir gelecek yoluna sokuyor. Bu yasa Avrupa Yeşil Düzeni’nin kalbi. Avrupa endüstrisine ve yatırımcılara öngörülebilirlik ve şeffaflık sağlıyor. Ayrıca yeşil kalkınma stratejimize yön veriyor ve dönüşümün kademeli ve adil olacağını da garanti ediyor” ifadelerini kullandı.
Avrupa Parlamentosu ve üye devletlerin onayını gerektiren yasada, AB’nin 2050 yılına kadar sera gazı emisyonlarını sıfırlayacağının taahhüdünü vermesi gerekiyor, ancak taslak yasada bu hedef yer almıyor. Bu durum bazı ülkelerin net sıfır emisyon hedefine 2050’den sonra ulaşabileceği ihtimalini gösteriyor.
Avrupa’daki ulusal ölçekli tüm iklim yasaları bağımsız bir bilimsel danışma kuruluna sahipken, Komisyon’un böyle bir kurula sahip olmaması ise tasarıya getirilen eleştiriler arasında.
Yasa tasarısının, beş yıllık zaman dilimlerinde AB İklim ve Enerji Uzun Dönemli Stratejisi’ni üye ülkelerin ulusal ölçekteki eylem planları doğrultusunda gözden geçirme hükmünü ve sera gazı emisyonlarında yüzde 50-55’lik azaltım hedefini içermemesi de yapılan bir diğer değerlendirme.
İş dünyası, sivil toplum kuruluşları ve Avrupa Parlementosu, Komisyon’dan 2030 hedeflerini artırmasını istemiş ve yasanın Eylül ayında sunulmasını geç olarak değerlendirmişti.
Eylül ayına kadar 2030 hedefinin kabul edilmemesi durumunda, Komisyonun Glasgow’da yapılacak 26. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP26)’nda iklim değişikliği ile mücadele konusunda yeterli çalışma yapmadan yer almış olacağı düşünülüyor.